2 Ocak 2014 Perşembe

Fernando Carlos Neri Redondo


6 Haziran 1969 da Arjantin de dünyaya merhaba diyen Yakışıklı Prens Redondo, futbola Argentinos Juniors da başladı burada 5 yıl forma giydikten sonra tüm Avrupa'nın dikkatini çekti ve 1990 yılında İspanya macerasının başlangıcı olan Tenerife'ye transfer oldu. Tenerife de 4 sezon da harika işler yaparak, bütün büyük takımların ilgi odağı oldu, tercihini RÜYALARININ TAKIMI REAL MADRID den yana kullanana Redondo rüya gibi bir 6 sezona merhaba diyordu.

Real Madrid ile çıktığı ilk sezon olan 1994-1995 sezonunda şampiyonluğa ulaşan Redondo takımın önemli parçalarından birisi haline geliyordu, özellikle orta saha konusunda diğer oyunculardan çok farklıydı; Top Sürmesi, pas dağıtımı, sorumluluk alışı ile çok büyük bir etki yarattı. Real Madrid ertesi sezon şampiyonluğu ezeli rakibi Atletico Madrid(ki bu Atletico Madrid'in son şampiyonluğudur) şampiyon olurken Real Madrid çok vasat bir sezon geçirerek sezonu Real Sociedad'ın önünde 6. sırada tamamlıyordu. Bu sezon diğer tüm oyuncular gibi Prensimiz da istenilen performansın yanından dahi geçemiyordu.


96-97 sezonu Real Madrid ve Redondo için dönüm noktasının başlangıcı gibi gözüküyordu 92 puanla gelen şampiyonluk Redondo'nun harika performansı adeta seneye gelecek olan ve 32 senelik hasreti dindirecek olan ŞAMPİYONLAR LİGİ ŞAMPİYON'luğunun habercisiydi.1997-1998 sezonunda Real Madrid ve Redondo her ne kadar Şampiyonlar Liginde harikalar yaratsa da ligde işler yolunda gitmiyordu Real Madrid sezon sonu ligi 4. sırada tamamlıyordu.1998 yılındaki dünya kupasına takımının yanında katılamadığı için son derece üzgün olduğunu her fırsatta dile getiren Redondo kariyerindeki en üzücü olaylardan biri olarak nitelendirmiştir.

1998-1999 sezonunda Redondo takımdaki ağır abilerden birisi olmuş Sanchis-Hierro nun yokluğunda kaptan olarak maçlara çıkmaya başlamıştı, 1998-1999 sezonu Real Madrid için kötü geçse de Redondo iyiden iyiye kendinisi ispat ediyordu 98-99 sezonunda Real Madrid son şampiyon olarak katıldığı Şampiyonlar Ligine dönemin en "taş" kadrosuna sahip olan Dinamo Kiev'e elenerek evine dönüyor ligde ise Barcelona'nın 11 puan ardından 2. sırada tamamlıyordu.


Ve geldik Redondo'nun Real Madrid de geçirdiği son ve en iyi sezona bu sezona geçmeden şunu belirteyim Real Madrid bu sezon başında rekor bir ücretle Anelka'yı kadrosuna katmış, ve beklentileri en yüksek seviyede tutmuş teknik direktör olarak takımın başına Galli J.B.Toshack'ı getirmiştir. Her neyse bu sezon Real Madrid ligde yine umduğunu bulamamış ve 5. olmuştur fakat öyle bir Şampiyonlar Ligi macerası var ki bu sezon hem Real Madrid hem de Redondo'nun filmlere konu olabilecek destansı bir macera, E grubunda; Porto,Olimpiakos ve Molde ile eşleşen Real Madrid 13 puanla grup lideri olarak 2.gruplara kaldı, 2. Gruplarda iki eski düşman Bayern Münih ve Dinamo Kiev'in yanı sıra Rosenborg ile eşleşti bu grupta 2 şok Bayern Münih malubiyeti alan Real Madrid(4-2 ve 4-1) Bayern Münih'in ardından 2. olarak Çeyrek finallere kalmayı başardı Çeyrek Finalde Manchester United ile eşleşen Real Madrid Santiago Barnebau da 0-0 lık beraberlikle ayrıldı ve Old Trafforda avantajlı sayılabilecek bir skorla gitti işte ne olduysa o maçta oldu Maça KAPTAN olarak çıkan Redondo, Maçın 50. dakikasında öyle bir hareket yaptı ki futbolla uzaktan yakından ilgisi olmayan herkes Berg'e attığı o çalımı bilir sağ kanattan Berg'in bacak arasından geçerek ceza sahasına inişi ve Raul'e yaptığı asist Real Madrid'e turu getirdi. Yarı Finalde eski düşman Bayern Münih ile karşılaşan Redondo'lu Real Madrid Santiago Bernabeu'daki maçı 2-0 kazandı, Münihdeki mücadeleden 2-1 mağlup ayrılsada Finale yükselen takım oldu. Final maçında bir başka İspanyol takımı Valencia ile (Real Madrid'in şampiyonlar ligi ve ondan önceki isimlerle olan turnuvada finalde karşılaştığı tek ispanyol takımıdır)  karşı karşıya geldiler Stade de France da rakibine adeta futbol dersi veren Los Blancos(Henüz Los galacticos olmadı) sahadan 3-0 gibi bir skorla galip ayrılıyordu.


2000 yılından sonra Redondo şok bir kararla Milan'a gitmek istediğini açıkladı ve AC Milan ile 4 yıllık bir sözleşmeye imza attı fakat burada sakatlığından dolayı 4 sezonda sadece 16 maça çıkabildi ama burada öyle bir olay var ki tüm futbol dünyasında eşi benzeri görülmeyecek bir olay Milan'a gittikten sonra dizinden çok ciddi bir şekilde sakatlanan Redondo yaptığı açıklamayla ben buraya oynamaya geldim ve oynamadığım hiç bir günün parasını alacak değilim dedi, ve benim gönlümde olan tahtını ebediyete kadar oraya çiviledi. Futbola 2004 yılında 34 yaşındayken veda eden Redondo arkasında muhteşem bir kariyer ve harika bir futbol şöleni bırakıyordu.


  Şimdi Redondo'nun bana ve futbola neler ifade ettiğinden azıcık bahsedicem başında da belirttiğim gibi keyfi bi yazı azıcık yorum yapmanın sakıncası yok... Redondo tüm dünya futbolunda ÖN LİBERO kavramının değişmesine yol açmış mucizevi bir oyuncudur, günümüzde ve onun oynadığı dönemlerde bir ön liberodan beklenen tek şey top kazanıp en yakın arkadaşına vermesiydi ama bizim Prensimiz öyle değildi topla adeta dansederdi Latin olmasının hakkını veriyordu adeta, top kapması çok iyiydi çalımları olağanüstü pasları şiirgibiydi her açıdan nerden bakarsanız bakın kusursuzdu onun gibisi gelmedi ve geleceğini zannetmiyorum, orta sahanın her tarafında oynar her yerine kabiliyeti vardı, açıkların yapamayacağı ortalar açar, 10 numaraların düşünemeyeceği paslar atardı,bunların yanı sıra çok büyük bir profesyonel ve liderdi, futbolu asla ama asla çıkarları uğruna kirletmemiştir, bunun en güzel örneği de Milan dan almadığı o yüksek meblağdır, dünyada bunun eşi ve benzerini görmek pek mümkün değil hele bu kadar kapitalistleşen futbolda REDONDOLARA DUYULAN İHTİYAÇ HER GÜN BİRAZ DAHA ARTMAKTA... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder