tag:blogger.com,1999:blog-56939412291520967302024-03-13T00:47:01.285-07:00Only Football Mattersoe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.comBlogger14125tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-69576340406872082015-12-12T18:22:00.002-08:002015-12-12T18:22:40.328-08:00Macaristan Futbol GünlükleriMacaristan futbol günlükleri<br />
<br />
Yalan söylemeye gerek yok. Macaristan'a gelmeden önce Macar futboluyla ilgili bildiklerim Bir kaç macar futbolcu, Puskas, Feher'in ölümü, Pal Dardai, halı sahadaki kaleci halimin gerçek versiyonu eşofmanlı Kiraly, Fener'in 99 senesinde MTK'ya elenmesi ve 2009 da Semih'in 4 gol atıp elemesinden ibaretti. Bir de bikaç takım işte Ferencvaros,MTK,Videoton,Debrecen vesaire. Sonra burada bi taksiye bindim, şöför pek İngilizce bilmiyordu. Ayna da bir flama asılıydı sordum ne diye Ujpest dedi, derken yüzünden gurur okunuyordu adamın. Lig şampiyonlarına baktım Ujpest 1998'den beri şampiyon olamamıştı en son geçen sene Macaristan kupasını kazanmıştı. <br />
<br />
<br />
Gittiğim ilk maç, Ujpest-Ferencvaros maçıydı. Havalar daha tam soğumamıştı, Ferencvaros'un adını biliyordum, Ujpest'i ise doğru dürüst bilmiyordum bile. Fikstüre baktım en yakında maç olarak o maç var. Hem bi Budapeşte'yi keşfedeyim hem de futbolla tanışayım dedim. Morlarla o gün tanıştım. Taraftar acayipti. Maçtan 2 gün önce falan stadın yerini öğrenmek için stada gittim, aslında asıl amacım forma koleksiyonu için forma almaktı ancak bulamadım. Maç günü stada giderken otobüsten indiğimde 4 kişilik bi aile gördüm. Baba ve oğlu önden yürüyor hararetli bir şekilde maçı konuşuyor, karısı ve küçük kızı da arkadan onlara yetişmeye çalışıyordu. Babaya stadın yolunu sordum, bilet almayı sordum. Çat pat İngilizcesiyle anlattı. Çok iyi insandı. Eskiden 2. ve 3. ligde futbol oynamış belli ki futbolu deli gibi seviyor. Hemen Macar futboluyla ilgili bildiklerimi sordum. MTK dedim, meh dedi. Ujpest-Ferencvaros buranın en büyük maçıdır dedi. Dedim Ujpest baya başarısız son zamanlarda stat boş olur mu, asla dedi. Bana bilet gişesini gösterdi ve şu bloktan al dedi, asıl taraftarlar orada olur. Adamı dinledim kale arkasından bilet aldım yerime geçtim. Ujpest taraftarını ilk kez o gün gördüm. Harbi baya sağlam taraftarlar. Bu arada forma mevzusundan başka yerlere geleceğim o olayı unutmadım. Neyse maç başladı daha dakika 2 de Ujpest gol attı stad yıkılıyor, yanımda iyi İngilizce bilen biri vardı devre arasında falan onla konuştuk. Jonathan Heris diye bi 3 numaraları var baya sağlam adam. Maça stoper başladı sol bek, sağ bek oynadı ön libero olarak bitirdi. Geleceği parlak olabilir. Lakin maç güzel bitmedi. Böde son dakikalarda 2 tane yazıp 2-1 mağlup uğurladı beni Ujpest'ten Oktogon'a doğru. Maç çıkışı İngilizce bilen bir kaç Ujpest taraftarına Oktogon'a nasıl giderim diye sordum anlattılar. Bir kız vardı 20 yaşlarında baya fanatik. Bana sordu nerden esti Türkiye'den Ujpest taraftarlığı. Dedim taraftarınız harika, bu kadar kötü zamanlarda bile takıma sahip çıkıyor. Hoşuna gitti yandaki arkadaşlarına Macarcaya çevirdi onlarda sevindi baya. Neyse otobüse sıkış tıkış bindim. Otobüste herkes beste söylüyor, sanki benim takımım son dakika da derbi kaybetmedi de şampiyon oldu. O zaman anladım bu insanlar skordan bağımsız seviyor renkleri, kıskanmadım değil. Hangimiz sadece renkler için bu kadar delice seviyoruz ki? Fenerbahçe'yi tutarken buna cevap vermek kolay iyi günde, kötü günde ama ne kadar kötü gün gördük ki? 3 Temmuz olaylarından bahsetmiyorum. Fenerbahçe 15 sene şampiyon olamasa yine 30 bin kişiye oynar mıydı? Çok zor bu sadece Fenerbahçe için değil, Türkiye'de taraftarlık algısı çok farklı. İtiraf etmek zor da olsa çoğumuz skor taraftarıyız. Bu adamlar ise renk taraftarı, arma taraftarı. Forma olayına şimdi geleyim. Ujpest Store iflas etmiş. Taraftarlar orjinal ürünler ve ULTRAS ürünlerini kendileri satıyor, bir de kulübün ufak bi internet satış sitesi var. Kulübü yaşatmaya çalışıyorlar yani. Baya da başarılı oldular bu maçtan çok sonra, Ujpest Fanatics Shop diye bi facebook sayfasıyla irtibata geçtim sağolsunlar kırmayıp ortak bi nokta da buluşup formayı alabildim. Ujpest'i cidden çok sevdim.<br />
<br />
Gittiğim ikinci maç burada gördüğüm en soğuk günde, gidilebilecek en uzak stadyumdaydı. Yine maçtan 2 gün önce forma almak için stada gittim, bu sefer formayı buldum stadın ordaki dükkanda çünkü yine facebook saolsun dükkanın pazartesi ve perşembeleri sadece 16-19 arası çalıştığını öğrenmiştim. Perşembe günü gittim formayı aldım, cuma günü de Estonyalı kardeşim Karl ve sevgilisi Keli ile stadın yolunu tuttuk. Karl çok iyi çocuk, futbolu seviyor ama Estonya'da futbol pek olmadığı için aşırı ilgisi yok. Arada bana gelip Fener maçlarını da izliyoruz. Keli de her spora ilgili zira beden eğitimi ile ilgili bir bölümde okuyor. Neyse Honved maçına gittik, hava buz gibi. Götümüz dondu, Estonyalı arkadaşlar bile titriyor. Stadda yaklaşık 200 kişi falan vardı maç boyunca. Honved 7. rakip Bekscaba 12. sıradaydı yani son. Daha dakika 1 de Bekçaba golü attı, maç başında sayısı yaklaşık 120 olan Honved taraftarı da iyi bir sövdü. Neyse sonra 1-1 oldu, Bekscaba 2-1 yaptı. Honved 2-2 yapınca stad baya sevindi. 200 kişiden beklenmedik bi sevinçti. Gol olunca yanımda 75 yaşlarında bi amca vardı ona çakayım dedim. Adam o kadar mutluydu ki, önce bir çaktı doyamadı sonra elindeki eldiveni çıkartıp bir daha çaktı. O an bütün bu soğukta bu kadar yolu çektiğime mutlu oldum. Son dakikalarda Honved bir tane daha attı. 3-2 kazandı. Yine o amcayla çakıştık. Stadda belki 200 kişi vardı ama gelenler hep yaşlıydı. Hiç unutamayacağım tepeden tırnağa kırmızı siyah giyinmiş 80 yaşlarında bir nenem vardı. Soğuk falan dinlememiş gelmiş maça, öyle oturarak falan da izlemiyoruz ha maçı hepimiz ayaktayız hava da deli gibi sulu kar var. Bi daha anladım bu adamların futbola bakış açısı bizden çok farklı. Honved onlar için kendilerini ortak paydada ifade etme biçimi değil. Honved onlar için bireysel bir şey. Keza Ujpest'te, Ujpestliler için. Takım kazansında kendimi tatmin edeyim diye değil, takımı izlemek için geliyorlar maça.<br />
<br />
Son gittiğim maç dündü 12 aralık. Ferencvaros-Ujpest. Ligde 12 takım olduğundan ilk yarı da takımlar iki kere karşılaşabiliyor. Ujpest'in rövanş maçı. Maça gitmeden Ujpest fanatics Shop'a sordum maçı sizinle izlemenin bi yolu var mı diye. Malesef sadece kulüp kartı olanlar bilet alabiliyormuş ve deplasman biletleri bitmiş. Neyse bir umut Ferencvaros maçına bilet buluruz diye çıktık yola, Groupama Arena'ya doğru. Stadın oraya geldiğimde bileti nereden alacağımı sordum, 2-3 kişi bilet kalmadı, Nepliget'e git orda Ferencvaros'un taraftar grubu var onlarla izle dediler. İstemedim çünkü zerre haz etmiyorum Ferencvaros takımından. Neyse gişeyi zor bela buldum. Gişedeki genç çocuk önce taraftar kart çıkar dedi, stadın arkasında bi yerden taraftar kartımı aldım. Gişeye geri gittim dedim Ujpest taraftarının karşısında olsun olay olursa uzakta olayım. Çocuk ben Ujpest taraftarıyım dedi. Güldüm ben de dedim elini sıkarak "HAJRA LILAK" dedim karşılık verdi. Annesi Ujpest takımının dişçisiymiş, futbolcuların çoğunu tanıyor, ayak üstü bi futbol muhabetti yaptık. Bilet bulmuştum. Macaristan liginin en büyük maçını 2. kere staddan izleyecektim, hem de Macaristan'ın en iyi stadında. Stada girdim. Girer girmez büyülendim. Haketten efsane güzel bir stad olmuş. Kale arkasıyla oyun çizgisi arası 5 metre falan sanırım. Oyuncular gözümün önünde. Ancak Ferencvaros taraftarı pek iyi değil, stadı hak etmiyorlar. Bütün maç karşı tribündeki Ujpest taraftarını izledim. İçten içe onların bildiğim bestelerine tempo tuttum. Yakalansam hayatımın dayağı yolda. Neyse dakika 60 gibi Ujpest golü attı, ben golün geleceğini anlayıp telefonla karşı kaleyi çekiyordum. Gol oldu hiç bozuntuya vermeden çekmeye devam ettim ama içim çığlık atmak istiyordu. Çok acayip bir deneyimdi, on binlerce yeşil beyaz arasında içimdeki moru gizlemeye çalışmak. Neyse maç 1-0 bitti. Ujpest'li oyuncuları ve taraftarı izledim biraz. İntikamı almıştık. Ujpest'ten boynumuz bükük çıkmıştık ama, Ferencvaros'u bu güzel stadda yenip dönüyorduk. Fenerbahçe-Galatasaray maçlarındaki gibi hisettim. Çok ayrı bi his. Lakin bağıramıyordum çünkü bindiğim tüm toplu taşımalar Ferencvaros taraftarınca işgal edilmişti. En sonunda mahalleme geldim. UTE OLE UTE OLE diye bağırarak hostele doğru yola koyuldum. Hostele geldim bi sigara yaktım, çektiğim fotoğraf ve videolara baktım. Maçı tekrar yaşadım yine mutlu oldum. Bu kısa erasmus maceramda Ujpest'in bende acayip bir anısı oldu. İkinci takımım oldular adeta.<br />
<br />
Bir de futbol maceralarının halı saha ayakları var. Biraz futbol bağımlısı(tamam işte biraz değil baya) bi adam olduğum için futbolsuz yapamıyordum. Burada halı saha organizasyonları buldum direk atladım. 90 metre bi sahanın yarısında iki taç çizgisine kale koyup oynuyorlar, aynı sahada bazen iki maç oluyor. Küçük olduğu için çok yorulmuyolarda. Ben biraz hırslı bi adam olduğumdan kalede durduğum dönemler hariç hep koşuyordum. Burdaki Portekizli kardeşim Georges'a 2 tane harika asist yapmıştım. O an kendimi Rui Costa gibi hisettim yalan yok, düşünsenize Portekizli birine asist yapıyorsunuz. Orada çok güzel insanlarla tanıştım, harika futbol muhabbetleri yaptık. Meksikalılarla Blanco üzerine yaklaşık 20dk konuştuk. İnsanlar baya şaşırıyordu sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun diye, manyak olduğumu söylemek zor geldiği için, ikinci sıfatımı kullandım. Gazeteciyim dedim. Gazeteci olduğumu o an iliklerime kadar hisettim. Zira bu alanda cidden iyiydim. Fransız elemanlarla, devşirme olmayan Fransa kadrosu yaparken, Bask asıllı Marie ile Lizarazu tartışırken. - Marie Fransa'nın bask bölgesinde çalışırken Lizarazu bunun dükkanına gelip kahve istemiş, Marie'de Lizarazu'yu tanımamış. Lizarazu baya köpürmüş. Sen benim kim olduğumu bilmiyor musun gibisinden saydırmış Marie'ye... Marie pek haz etmiyor Lizarazu'dan bende o olaydan sonra biraz soğumadım değil. - İtalyan bi eleman vardı Udinese'li çok takılıyordum ona. Dedim sanırım tek Udinese taraftarı sensin, o da bir kaç tane daha var ama pek yokuz dedi. İyi top oynuyordu. İtalyan bi adamla verkaç yapmadım demem artık. Slovakyalı bi amca vardı 55 yaşında falan maçlara geliyordu. Hentbol oyuncusuymuş eskiden. Onla 1996'dan bi girdik, Poborsky'den çıktık. Böyle onlarca irili ufaklı muhabbet harbi çok eğlendim, çok şey öğrendim.<br />
<br />
13 aralık gecesi itibariyle Macaristan'da geçirdiğim futbol olayları hemen hemen bu kadar. Gitmeme pek zaman kalmadı, bundan sonra maça gider miyim bilmem. Belki bir kaç halı saha olursa olur, olmazsa bu anılarla yetiniriz. Erasmus çok güzel şeymiş, bunu burada yaşayınca anladım. İnsanın hayatta bir tutkusu olması da çok güzel, benimkisi futbol işte, bazen cidden mallık derecesinde seviyorum. Spor falan da değil kandırmayın beni, hayatın kendisinden çok daha önemli be.. Zaten ne demişler, aşkın gözü kördür...oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-90759053513928179232015-11-15T16:36:00.001-08:002015-11-15T16:36:36.959-08:00Teşekkürler Raul...Bu akşam futbol dünyasında bir dev, bir ikon Raul son maçına çıktı. Peki neydi Raul'ü diğer futbolculardan ayıran, bu kadar özel kılan, Raul Madrid yapan şey?<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://static.guim.co.uk/sys-images/Football/Clubs/Club%20Home/2009/2/15/1234717407277/Raul-001.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://static.guim.co.uk/sys-images/Football/Clubs/Club%20Home/2009/2/15/1234717407277/Raul-001.jpg" height="192" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Her güzel hikayenin duygusal bir başlangıcı olur. Raul içinde durum farklı değildi. Babası hasta Atletico Madrid taraftarı olan Raul önce 10 yaşında San Cristobal alt yapısına daha sonra 13 yaşına geldiğinde ise Atletico Madrid alt yapısına gitti. Dönemin Atletico Madrid başkanı Jesus Gil'in alt yapıyı kapatması sonrası ezeli rakip Real Madrid'in yolunu tuttu. 1994 senesinde Real Madrid Castilla ile harikalar yarattı. Henüz 17 yaşındayken Real Madrid ile ilk maçına çıktı. 29 Ekim 1994 de Zaragoza deplasmanında efsane olacağı Real Madrid formasını sırtına geçirdi ve ilk maçında Zamorano'ya asist yaptı. Ertesi hafta rakip ezeli rakip - Raul'ün eski takımı- Atletico Madrid'di. Raul henüz 17 yaşında bu maçta Real Madrid formasıyla daha çoklarını atacağı gollerinin ilkiyle tanıştı. Dediğim gibi her güzel hikayenin duygusal bir başlangıcı olur ve Raul'ün gol atmaa başlaması da böyle başladı. O senenin geri kalanında Raul harika bir sezon geçirdi ve kariyerinin ilk şampiyonluğuna ulaştı. 1995-1996 sezonunda ise Raul takımın en önemli parçalarından birisiydi 18 yaşında o sezon Real için 52 maça çıkıp 26 gol kaydetti(0.5 gol ortalaması demek) Ancak o sezon Real Madrid bekleneni vermekten uzaktı ve Atletico Madrid'in 17 puan arkasında ligi 6. olarak bitirdi. 96-97 sezonu ise Real Madrid ligi Barcelona'nın 2 puan önünde lider olarak bitirip şampiyonluğa uzanıyordu. Raul yine istikrarını sürdürerek 42 maçta 21 gol atıyordu ( O zamanlar La Liga 22 takımdan oluşuyordu ve Raul ligdeki tüm maçlarda oynamıştı) 1998 senesi Real Madrid ligde kötü gitse de, 1966 dan tam 32 sene sonra 1998 yılının mayıs ayında Real Madrid, Şampiyonlar Ligini müzesine götürüyordu. Raul o sezon çıktığı 49 maçta 13 gol atabiliyordu.(Bu kadar az gol atmasının sebebi kadroda forvet pozisyonunda Predrag Mijatovic ve Davor Suker gibi isimlerin olmasıydı, Raul o sezonun genelinde forvet arkası olarak görev alıyordu.) 98-99 sezonunda Raul 37 maçta 25 gol ile gol kralı olsa da, Real Madrid şampiyonluğu Barcelona'ya kaptırıyordu. 1999-2000 sezonu Real Madrid için çok kötü başlamıştı. Sezon başında görevde olan eski dost John Toshack 2000 yılını görmeden kovulmuş yerine Vicete del Bosque getirilmişti. O sezon Real Madrid ligi 5. sırada bitirse de, Şampiyonlar ligine damga vurarak 1 sene aradan sonra 8. kupalarını müzelerine götürüyordu. Raul o sezon çıktığı 15 Şampiyonlar Ligi maçında 10 kez golle tanışıp takımın kupayı kazanmasında kilit rol oynuyordu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://c.smimg.net/13/30/raul-real-madrid_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://c.smimg.net/13/30/raul-real-madrid_2.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Raul, artık Real Madrid'in en önemli futbolcusu haline gelmişti. Madrid'in meleği, takımın sembolü haline gelmişti. Redondo'nun gitmesinin ardından Fernando Hierro'nun ardından 2. kaptanlığa yükseliyordu. 2002 yılında 1 yıl arayla gelen 3. Şampiyonlar Liginin ardından Real Madrid yine karışmaya başlıyordu. Görevinden kovulan Del Bosque'ye destek çıktığı için takımdan uzaklaştırılıp Katar yolunu tutan Hierro'nun ardından takım kaptanlığını da Raul üstleniyordu. 2003 senesinin ardından Raul takımın hem lideri hem de ikonu haline geliyordu. 2002'de başlayan Los Galacticos dönemi hızla büyüyordu. Takıma onlarca yıldız oyuncu katılıyor ancak beklenen başarı bir türlü gelmiyordu. Real Madrid Şampiyonlar liginde bir türlü istediği yerlere gidemiyordu çoğu sezon 2. turda eleniyor, en fazla çeyrek final görebiliyordu. Raul için basında takım içinde Guti ile beraber çete kurduğu haberleri çıkıyordu. En sonunda Raul bu söylentilere dayanamadı ve basın toplantısında; " Eğer bu takım ben olmadan daha iyi olacaksa bugün hiç bir şey almadan gitmeye hazırım. " dedi. Real Madrid 2007 ve 2008 sezonlarında iki sezon üst üste La Liga'yı kazanırken takımın en önemli ismi yine Raul'dü.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i762.photobucket.com/albums/xx268/unamadridista/raul08.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://i762.photobucket.com/albums/xx268/unamadridista/raul08.jpg" height="214" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
2010'un yaz aylarında Real Madrid takımın başına Jose Mourinho gibi marka bir teknik adamı getirdi. Mourinho geldiği gibi Guti ve Raul'ü takımda görmek istemediğini söyledi. Takımı yakışıklı yıldızlar karmasına döndürmek isteyen Florentio Perez ise bu kararı hemen uygulamaya döktü ve daha önce Hierro'ya yaptığını bu kez Raul için yaptı. Raul hiç sorun çıkarmadan sözleşmesini feshetti ve yine efsane olacağı Schalke 04'ün yolunu tuttu. Schalke'de gittiği ilk sezonda doğrudan katkı yaptı. O sezon Schalke ile Şampiyonlar Liginde yarı finale kadar yükseldi üzerine bir de Almanya Kupası kazandı. Ertesi sezon Avrupa liginde çeyrek finalde, kupanın finalisti Bilbao'ya elendi Schalke, ancak San Mames'de ki maçta unutulmaz bir olay gerçekleşti. Bütün stad maç bitiminde Raul'ü alkışlamaya başladı. Tribünlerden Raul'e çiçek geldi. Bu zamana kadar görüp görebileceğim en acayip olaydı sanırım. Zira Bilbao senelerce İspanya iç savaşında İspanya'ya karşı savaşmış. Real Madrid ise her zaman Franco'nun takımı olarak adlandırılmıştı. Şimdi ise sahada Real Madrid'in eski kaptanı Raul vardı ve tüm Baskonya Raul'ü alkışlıyordu. Raul'ün büyüklüğünü ve özelliğini anlatabilmek için verilebilecek en güzel örnek budur bana kalırsa...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net/hphotos-ash2/v/t1.0-9/541724_221759957932077_760909684_n.jpg?oh=0d2e605d0357f6613ac0d565e4d1b6d0&oe=56F894CE" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="194" src="https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net/hphotos-ash2/v/t1.0-9/541724_221759957932077_760909684_n.jpg?oh=0d2e605d0357f6613ac0d565e4d1b6d0&oe=56F894CE" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Sezon sonunda Raul Schalke'den ayrıldı ve Katar'ın yolunu tuttu. Katar'da geçen 2 sezonun ardından. Bernabeu'ya jübile maçı için geldi ve stadyum Raul'ü yine bağrına bastı. İlk yarı Real Madrid forması giyen Raul, Al Sadd ağlarına şık bir gol bırakarak, Real Madrid taraftarına o özlediği tadı tekrar yaşattı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.madridista.hu/web/kepfeltolt/12821_Raulbye.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.madridista.hu/web/kepfeltolt/12821_Raulbye.jpg" height="221" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
2015 yılında Amerika'yı denemek istedi ve New York Cosmos'a transfer oldu ve orada kupalarına bir yenisini daha ekledi. Kuzey Amerika Futbol Ligi'nin yarı finalinde Lauderdale ağlarına bir gol gönderdi ve takımın finale çıkmasına yardım etti, ve bugün kariyerinin son maçında Play Off finalinde Ottawa Fury'e karşı sahaya çıktı Raul. Kariyerinin son maçında alışık olduğu kupalardan birini kazanmak için. Doğuştan kazanan olduğunu ve kazanan olmak için çirkef olmanın gerekmediğini, iyilerin de kazanabileceğini bize son bir kez gösterdi. Bugüne kadar bize kattığın her şey için çok teşekkürler Raul. Senin sayende futbol çok daha güzel, çok daha bizden. Seni izleyebilmek, senden etkilenebilmek benim gibi bir futbol dilencisi için en büyük onurdu. Tekrar teşekkürler Raul, yolun açık olsun. Umarım ileride bir gün yuvanda, Real Madrid'de seni tekrar görürüz bu sefer başka sıfatlar ile yeni kupalara uzanırsınız. Çünkü, Raul Madrid'dir, Madrid ise Raul...<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://i.ytimg.com/vi/QVw6Ig00whg/hqdefault.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://i.ytimg.com/vi/QVw6Ig00whg/hqdefault.jpg" width="320" /></a></div>
<br />oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-16259174527112368832014-10-23T23:39:00.000-07:002014-10-23T23:43:43.795-07:00Futbol... Futbol... Dünyanın en pahalı hobisi deniyor onun için. Kesinlikle eminim ki futbol hobi falan değil, yaşama dair her şeyin ta kendisi!<br />
<br />
Diyeceksiniz ki hayatını futboldan mı kazanıyorsun lakin olay maddiyatın çok ötesinde... Futbol bir top 22 oyuncu 2 kale direği ve belli başlı çizgiler ile oynanan basit bi eğlence değil. Futbol bir tutku, bir aşk. Sadece tek bir takımın körü körüne fanatizmi yapılarak anlaşılabilecek bir sevgi de değil futbol. Elbette ben de takım tutuyorum, delicesine seviyorum ama bu at gözlüğü ile olaylara bakmayı gerektirmez. (Tamam bazı takımlardan cidden hiç haz etmiyorum) Ne zaman bir maç görsem, nasıl bir maç olursa olsun ister Şampiyonlar Ligi finali, ister La Liga'da orta sıra mücadelesi, kendimi sahada hissederim. Topu alan her oyuncu da bulurum kendimi, sağa sola bakarım nereye nasıl oynayacağını söylerim hatta çoğu zaman sesli yaparım bunu, herhalde genellikle tek başıma maç izleme nedenim de budur... Futbolda her şeyi anlayabilirim ama bir futbolcunun mücadele etmemesini asla anlayamam. Çünkü benim için dünyanın en büyük hayaliydi futbolcu olmak, olamadık. Oraya gelmiş bir insanın hele ki üzerinde vitrinde görünce bile tüyleri diken diken eden bir forma varken ruhsuz oynaması çileden çıkartır beni. Bazı oyuncular hak etmezler giydikleri formaları, bazıları ise asla hak ettikleri değeri görmezler... <br />
<br />
İngiltere'de yağmurlu bir maç düşünün zemin çamur olmuş dakika 88 öyle büyük takımlar değil. West Bromwich içeride Sunderland ile oynuyor WBA atak geliştiriyor, sol tarafa zorla yalpa yalpa gidiyor top, oradan sol bek bir orta kesiyor, top karambolde arka direkte bulunan ön liberoya geliyor düşerek zor da olsa vuruyor ve top ağlarla buluşuyor. O an futboldaki mucizelerden biridir ve futbol her zaman mucizelerle dolu bir oyundur. Sadece düşünün o anki stadın atmosferini toprak kokusunu, yağmurdan sırılsıklam olmuş bir baba oğul kale arkasında deli gibi zıplıyor, deplasman tribününde Sunderland'in işçi sınıfı taraftarı küfrediyor şanslarına. Gözünüzün önünde canlanmıyor mu ? Kusura bakmayın o zaman futbola deli gibi yani en azından benim gibi aşık değilsiniz.<br />
<br />
İtalyan futbolunu çok severim, nedeni sanıyorum ki çocukluğumdaki muhteşem futbol takımlarından ve klasın da ötesindeki futbolcularından kaynaklanıyor. O Parma'nın efsane kadrosu, muhteşem Lazio, Cesar Manuel "Kısa Tozluk" Rui Costa, Batigol liste uzar gider. Lakin çocukken beni en çok etkileyen ve büyüleyen takım Real Madrid olmuştu. Belki heybetine kapılmıştım Real'in. Çok büyüktü, öyle transfer büyüklüğü de değildi o zamanlar. Kaptan Hierro vardı, ve hayatımı değiştiren belki de beni futbola böyle aşık eden Raul vardı... Raul için ayrı ayrı bir milyon tane yazı yazabilirim ama hala ona olan hislerimi tamamen anlatamam. O yüzden bu yazıyı onunla doldurmamak için bu kadar deyip kesiyorum.<br />
<br />
Ayrıca futbolda "Slav" oyunculara karşı da ciddi bir hayranlığım vardır. Balkanlardan çıkacak her futbolcu, 35 metreden çatala takma potansiyeli taşıyacağından hep bir hayranlık duymuşumdur. Öyle ki günümüzde futbolun koşmakla karıştırıldığı çağlarda yaşıyoruz, ki futbolun özüne çok büyük bir ihanettir bu. Futbol koşma değil(koşmaktan kastım mücadele etmemek değil, her futbolcunun mücadele şekli farklıdır) yetenek işi olduğunu bir türlü öğrenemiyoruz. Son Galatasaray-Fenerbahçe maçı bize bunu çok güzel örneklendirdi... Böyle bir sürü örnek vardır dünya üzerinde, işte bu yetenek Slav oyuncularda sıkça bulunurdu. Biraz agresif bazen deli dolu ama hep içlerinde bir tutku vardır oynarken, hakeme itirazları, topa sert girişleri, rakibe sataşmaları, tribünleri gaza getirmeleri vesaire... Üzerlerine bir de yetenek eklenmiş bu oyuncular, maçın kaderini çokca değiştirmişlerdir. Bu topraklarda büyük işler başarmış Hagi'den örnek vermek istiyorum. Hanginiz Hagi'nin 30 metrelerden o sol ayağıyla attığı golleri unuttunuz ki ? Hanginiz Hagi'ye hayran olmadınız tuttuğunuz takım ya da Hagi'nin sonra ki kariyeri önemli değil. Bilbao maçında top çift falso alırken hanginiz EOOOOOOOOV diye tepki vermedi ? Futbolun o anlarını unutup, futbolculara aşırı kilolu diye haber yapıp işi maraton yarışına çevirenler hangileriniz? İnsanlar koşu izlemek isteselerdi, Maraton yarışları bugün futbolun yerini alırdı ama bugün dünyanın en önemli olayı futbol, hatta o kadar önemli ki yeri geldiğinde ülkelerin ekonomilerini ,politikasını, hatta ve hatta sınırlarını bile etkiliyor futbol...<br />
<br />
Eh uzun bi yazı oldu ama futbolun sadece bi hobi olmadığına benim gibi milyonlarca manyağın yaşama amacı olduğuna inanmışsınızdır artık, bir topun peşinden koşan 22 kişinin aslında milyonlarca kişi olduğunu biliyorsunuz. Bilmiyorum kapitalizme yenilen bu futbol dünyasında modernleşen futbolda benim gibi milyon kişi kaldı mı biraz büyük sallamış olabilirim ama ziyanı yok ne de olsa biz hepinize bedeliz :)oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-37713672796529791092014-09-30T10:57:00.001-07:002014-09-30T10:57:09.769-07:00Şampiyonlar LigiŞu yazı belki de çok gereksiz bir yazı olacak ama, buraya yazmazsak ne anlamı var benim kullanıcı adımı taşıyan not defteri gibi bir şey neticede bu... Neyse direk konuya gireyim, bilmem dikkatinizi çekti mi son yıllarda Şampiyonlar Ligi'nin havasında ciddi bir düşüş var. O atmosferi kaybetti...<br />
<br />
Hatırlıyorum eskiden o efsanevi müzik çalınca tüyler diken diken yerinde duramazdık, STAR verirdi maçları( gerçi hala o ama TMSF bilmem ne STAR bile aynı değil sanki artık...) 21.45'de salı-çarşamba hayat dururdu. Okulda bütün gün muhabetti yapılır, uyumamak için annelerden izin alınırdı. Şimdi büyüdük uyuma derdi yok, lakin o çocukluğumuzdaki Şampiyonlar Ligi'de yok...<br />
<br />
Şampiyonlar Ligi diyince akla, Raul gelirdi. En kötü döneminde bile devler arenasını boş geçmezdi kaptan, çok severdi orayı bağdaşırdı. Grup maçı ya da final fark etmez her şekilde golü atardı... Inzaghi vardı bir de coşkulu İtalyan, Raul çok daha mütevaziydi onun yanında gol atınca o kadar sevinmezdi... Oysa Pippo ellerini iki yana açar, çılgınlar gibi koşuşturudu ister finalde atsın ister ön elemede... Pippo için gol goldür 5-0'ı 6-0 yapan gole de aynı sevinir 90. dakika da attığı şampiyonluk golüne... Bir de balkanların gürleyen sesi Shevchenko vardı... Sheva7 vs Raul7 çok güzel kapışma metası... Şimdi ki gibi boş muhabbet de değil üstelik, mütevazi adamlar takımlarının santraforları Raul'ün ekstarsı kaptan ama asla takımın en önemli silahı değil aksine hep santrafordan uzaklaştırılan yeri gelince ön liber oynatılan takımın ruhu... Bir de Hollandalı vardı eh tabi, bir İspanyol bir İtalyan bir Balkan olurda Hollandalı olmaz mı, vardı işte; Ruud van Nistelrooy... Ceza sahası golcüsünün tanımlarından birisiydi. United'da muhteşem yıllar geçirdi... Ardından 30 yaşında sakat diye satıldı Madrid'e gittiğinde soru işaretleri çok büyüktü üzerinde ama o en iyi bildiği işi yaptı gol attı.. Sakatlıklarla ne kadar boğuşsa da muhteşem bir performans tutturdu Madrid'de ve Real'in şimdiye göre aşırı mütevazi kadrosunda 2 sene üst üste şampiyonluk yaşadı. Ondan sonra sakatlıklar iyice peşine düştü ve kariyeri çöküşe geçti. Bunlar sadece Şampiyonlar Ligi diyince akla gelen golcülerdi, şimdi öyle bir golcü yok...<br />
<br />
Bir de Şampiyonlar Ligi özel programı vardı, efsane! Her hafta sonu iple çekilir televizyon başında izlenilen izlenilmeyen her maçın özeti izlenir Sabri Ugan'ın o çok tatlı yorumuyla daha da bir keyif verirdi. Artık özel kanallar özetleri veriyor, iki üç tane bazen Avrupa Futbolundan bi haber yorumcuyu oraya oturtuyor, gereksiz ve anlamsız analizlere girişiyorlar... Futbolun ruhu nerede kaldı abiler ? Şampiyonlar Ligi müziği duyunca tüyleri diken diken olmayan adamın dediklerini niye kaale alayım ben, hangi mantık 2002 de Zidane o golü atınca sevinçten zıplayan çocuğun gözündeki mutluluğu anlatabilir ? Futbol bazen hayata eşittir ama onun dışında hayattan çok daha önemli bir şeydir...oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-22249370047013634272014-09-22T14:20:00.001-07:002014-09-22T14:20:28.707-07:00"Takım abiliği"Çok uzun bir giriş yazısı yazmayacağım, zaten pek takipçi de yok.... Böyle aklıma gelen konuları buraya yazıyorum ilerde bulması kolay olsun. Futbol'da her şey saha içinde sonuçlanır, lakin her şeyin başladığı yer orası değildir. Klasik bir deyim vardır; Takım olmak aile olmak gibidir. Bu takımların babaları bazen başkanlar bazense aşırı özverili teknik direktörlerdir. Bu takımların bir de abileri vardı, ki bu abiler takımda zaman zaman hocadan, başkandan daha ön plana çıkar, daha fazla sözü geçer. İşte bu abilerle ilgili bir şeyler yazmaya çalışacağım...<br />
<br />
Hepinizin malumu Türkiye'de son 10 senedir bir Selçuk Şahin gerçeği var, sokakta hangi takımlı olursa olsun önünüze gelene sorun Selçuk Şahin Fenerbahçe'de oynuyorsa ben de oynarım der. O iş o kadar kolay olsaydı, Selçuk Şahin 10 senedir bu takımda kalmazdı... Selçuk'un saha içindeki performansı iyi kötü bir kenarda dursun, Selçuk ve benzerlerinin takımlarında saha içi performansından çok daha büyük rolleri vardır. Takımı bir arada tutan abi gibidir bunlar, takımın yıldızıyla kankadır, altyapıdaki genç yeteneğin abisidir, herkes sever takımda, herkes sayar. Takıma yeni oyuncu alırsınız, maaşı fazla olur başka oyuncular surat asar, bu abiler gider o adamı alır takımla kaynaştırır, takımın bi parçası yapar. Çünkü onlar nerede oynadıklarını bilirler, takımlarına, taraftarlarına, amblemlerine, işlerine çok büyük saygı duyarlar. Mütevazidirler, en çok onlar suçlanır, ama en çok onlar sorumluluk alır...<br />
<br />
Kalite olarak aralarında uçurum olsa da benzer bir örnek Real Madrid'de Arbeloa için var... Sürekli eleştiriliyor, yerine adam aranıyor Carvajal geldi o gider Lahm gelir, o gelir bu gelir, fark etmez Arbeloa için o çalışmaya devam eder, çünkü Real Madrid'de oynadığının bilincindedir, takıma aşıktır, taraftara saygılıdır. Her gün idmanda işini yapar, sahaya çıkar elinden geleni yapar, yeteneğini sorgulayabilirsiniz evet ama mücadelesini asla, bir gün olsun yedek kalınca küsmez, futbola aşıktır, bu işi layığıyla yapar...<br />
<br />
Bazen de bu abilik takımın liderliğiyle ve yetenekle birleşir o zaman çok üst örneklerle karşılaşıyoruz zaten. Maldini, Hierro, Raul, Del Piero, daha sayılacak bir sürü örnek var, kaptanlığı, adamlığı ve abiliği bir arada sentezleyip üstüne mevkilerinin üstün yeteneklerini ekleyip takımın vazgeçilmezi olurlar, İspanya kralının deyimiyle ; "Raul Madrid" olurlar...<br />
<br />
Neyse, çoğu insan bana katılmayacaktır yine, "Selçuk'un ne işi var lan Fener'de beni koysan daha iyi oynarım" diyeceklerdir, varsın desinler. 10 senedir onların beğendiği nice adamlar geldi geçti bu futboldan hangisini hatırlıyorlar, formalarını aldıkları adamlar 3 seneye kalmadan giderken, Selçuk hala burada oyuna sonradan girip göz kırpıyor onlara, bakın ben hala Fenerbahçe de futbol oynuyorum siz bir türlü gelemediniz ama :)oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-50090735589912467652014-08-04T02:30:00.000-07:002014-08-04T02:47:21.345-07:00Ne yaptınız lan siz benim hayatımın anlamına ?! <div class="MsoNormal">
Beyler, eğri oturup doğru konuşalım. Futbol artık eskisi
kadar keyif vermiyor... Niye vermiyor lan spor aynı spor top hala yuvarlak
kaleler 7 metre 15santim, ne değişti oğlum bu sporda niye artık 35 metreden Hagi
vurunca gooooooooooool diye bağıran nesil Dünya Kupasında elinde çekirdek meeeh
maç bitse de film izlesek moduna geçti ? Ne yaptınız lan benim hayatımın
anlamına siz....</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sorunun ilk kaynağı futbolcular, artık öyle mükemmel adamlar
yok, 10 numara dediğimiz futbolu futbol yapan o estetik allahım pasa bak, nası
koydu 90’a vay anasını sayın seyirciler diyeceğimiz adamlar yok, C.Ronaldo var
her yerde şampuan reklamından iç çamaşırı bilboarduna, Messi var her yerde
uzaylılarla mücadeleden havayolu şirketine. Eskiden yıldız oyuncu öyle 2 tane
olmazdı her takımda en az 2 tane olurdu. Şimdi bitmiş gözüyle baktığınız o
küçümsediğiniz hor gördüğünüz İtalyan takımlarında varya peheeeeeeey
rüyalarınızı süsleyen adamlar oynardı. <b>Rui Costa, Batistuta, Shevchenko, Boban,
Recoba, Veron, Davids, Almeyda, Fenomen Ronaldo</b> daha sayayım mı ? Gerek yok şu
isimlere bakınca ağzınızın suyu akıyordur akmıyorsa zaten yaşınız ufaktır ve
futbol adına pek bir şey görmemişsinizdir üzüldüm adınıza... Batigol 30
metreden vurup ağları deldi mi delmedi mi diye bakarken ne oldu da Borriello’ları
izlemeye mecbur kaldık biz ? Redondo Berg’e hayatının kabusunu yaşatırken,
nasıl oldu da sadece top kapıp yandaki adama veren adamlara Milyonlarca € verir
hale geldik ? Tekrar soruyorum, ne
yaptınız lan siz benim hayatımın anlamına ?!</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.stefanoborgi.it/wp-content/uploads/2008/01/rui-e-batistuta.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.stefanoborgi.it/wp-content/uploads/2008/01/rui-e-batistuta.jpg" height="250" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<o:p><br /></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<o:p><br /></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sorunun ikinci kaynağı, küresel ısınma değil tabi ki sorunun
ikinci kaynağı futbolu, sporluktan çıkarıp sanayi haline getiren para babaları,
Arap'ıyla Rus'uyla, İspanyol'uyla, Katalan'ıyla, osuyla busuyla, rezil ettiniz lan
sporu. 2006 da İtalya şampiyon olunca Lippi’yi döverek seven Gattuso’nun
oynadığı oyundu lan bu 100 milyon Eurolar ne ? Ne yapıyorsunuz siz, Boban’ın
polise attığı uçan tekmeyle Hırvatistan’ın özgürlük harekatını başlattığı
oyundan bahsediyoruz, milyonlarca Euroluk adamların ayağına üf olcak diye
çekinen bi oyundan değil. Ulan Perez bunların başı sensin, yatacak yerin yok.
Marka değeri yok diye Makalele’leri yollayıp, Başkan sen ne yapıyorsun biz Del
Bosque ile çok başarılı olduk diyen Hierro’yu kovup(ki Del Bosque sonradan Di
Stefano’nun cenazesine bile gelmeyerek “adam”lığını gösterdi, ne kadar popülist
bir adam olduğunu belli etti) Forma satışı için Beckham’lara milyon dolarlar
ödedin. Ondan sonra yandı gülüm keten helva 2003 de Rusya’dan canı sıkılan bi
adam çıktı İngiltere’nin en köklü takımlarından Chelsea’yi aldı, sonra önüne
geleni topladı oraya, aldığı adamların %90ı da elinde patladı. Serie A da golcü
bırakmadı imansız herif, Mutu,Shevchenko,Crespo hepsi birden alınır mı doymadı
adam doyamadı... Futbol tamamen bi para döngüsü içine girince parayla ve başka
bişeyle oynamayı çok seven Araplarda işe hemen ŞÜKRAN ŞÜKRAN diye dahil oldu bi
sürü takım aldılar batırdılar, katl ettiler, rezil ettiler futbolu mındar
ettiler kısaca, sizinde yatacak yeriniz yok petrol bağımlısı neyse ağzımı
bozmayacam. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://sportige.com/wp-content/uploads/2010/10/Rui-Costa-Materazzi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://sportige.com/wp-content/uploads/2010/10/Rui-Costa-Materazzi.jpg" height="210" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<o:p><br /></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<o:p><br /></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
Sorunun üçüncü kaynağı taraftar, NEREDE O ESKİ ULTRAS ? CURVA
NORD ? CURVA SUD ? Yönetimlerin bu paracı tutumu taraftarı da mahvetti, müşteri
gözüyle bakmaya başladılar taraftara kombine/bilet alan forma alan atkı alan
müşteriler, futbolu da bir tiyatro yaptılar, hayır efendim futbol tiyatro felan
değildir futbol kavgadır, futbol hayatın ta kendisidir hatta çoğu zaman
hayattan bile daha ötededir. Figo’ya domuz kafası atan Barcelona taraftarı
vardı onları bile özlüyor lan insan, San Siro ya da Giuseppe Meazza’yı yakan
Milan-Inter taraftarını özlüyor insan, hooray hooray vuhuy vuhuy yeeeeeeeeoy
yeeeeeeeeeoy diye tepki veren İngiliz taraftarı zihniyeti her yerimizi sardı,
koltuğunda oturup bira içip maç izleyen adamlar futbolu kavgadan çok tiyatro
yaptı. Hadi enteller şimdi konuşur modernizim, kültürel bilmemneler, insani
değerler, artık şiddet olmasın saha içinde el ele tutuşup öpüşsünler,
tribünlerde dostluk kardeşlik. E ABİCİM SİZ ÖYLE DİYE DİYE FUTBOL BU HALE GELDİ
? Memnun musunuz şimdi futbolun bu halinden ? Sinirlenip topu ısıran futbolculara
tü kaka, sahada mücadele etmeyip iki fair play hareketi yapan adama VAOOOOOOV
diye diye bu hale geldik, Fair Play’in hasını Di Canio zamanında göstermedi mi
size ? Hemde futbolunuzun beşiği İngiltere’de. Bize daha çok Gattuso lazımken
siz suni kahramanlar yaratıp futbolu tiyatro yapmaya çalıştınız, gelinen nokta
ortada. Futbol taraftarın ateşiyle, futbolcunun hırsıyla, 10 numarasının
yeteneğiyle güzel. Şirketiyle, borsasıyla, müşterisiyle değil... Biz burada ne
kadar yazsak boş artık, işçi sınıfının kurtarıcısı futbol, elit sınıfın şovu haline
gelmiş... Metin Kurt üstadın dediği gibi:<i> Futbol arsada güzeldir, borsada
değil... </i></div>
oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-19772312494532453212014-02-21T01:11:00.000-08:002014-02-21T01:11:03.244-08:00"Çek" Bir Şampiyonlar Ligi ! <span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sene 2005 aylardan Mayıs liglerin bazıları bitmiş bazıları bitti bitecek şampiyonlar hemen hemen belli, küme düşenler belli olacak. Liverpool ligde beklenen yeri alamamış, fakat Şampiyonlar Liginde finale çıkmış...</span><br />
<br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Final maçından bir kaç gün önce Liverpool yöneticileri o sezon çok fazla forma şansı bulmamış, takımın emektarlarından Smicer'i kulübe çağırıyor. Sezon sonu sözleşmesi bitecek olan Smicer ile sözleşme yenilemeyeceklerini kendisinin sezon sonundan itibaren bonservisi elinde bir futbolcu olacağını söylüyorlar. Durumun bilincinde olan Smicer içindeki buruklukla antrenman tesisine doğru yola çıkıyor...</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlLvlKuWKP66qormAuxN4omQAoEdeh_BKz1nE26J3E3XSh6Mf9zDujUcl1GVpdSy4QKyncCYjJdnzxLziHksdVm7aNYP2KDZuplpdmy70udtS6KoixyQno8qGzJYkjFCaclAWyX8GEzITB/s320/4172658__41185279_smicergoalap.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlLvlKuWKP66qormAuxN4omQAoEdeh_BKz1nE26J3E3XSh6Mf9zDujUcl1GVpdSy4QKyncCYjJdnzxLziHksdVm7aNYP2KDZuplpdmy70udtS6KoixyQno8qGzJYkjFCaclAWyX8GEzITB/s320/4172658__41185279_smicergoalap.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">25 Mayıs 2005 de, İstanbul da kimsenin tarihe bu denli kazınacağını bilemeyeceği finalde Smicer yedek kulübesinde başlıyor maça. Dakika 1 de Maldini golü atıyor İtalyanlar çıldırıyor, Liverpool için aksilikler peş peşe geliyor 23.dakika da nam-ı değer "OZ büyücüsü" Harry Kewell sakatlanıyor ve yerine sene sonunda takımdan ayrılacağını bilen 11 numara Vladimir Smicer giriyor. Liverpool için ilk yarı hiç iyi gitmiyor. Crespo 39. ve 44. dakikalarda 2 kere ağları havalandırırken skorborda ilk yarı bitmeden 3-0'ı yazıyor...</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://sportnews.mn/wp-content/uploads/2009/06/pic1441.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://sportnews.mn/wp-content/uploads/2009/06/pic1441.jpg" height="320" width="304" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">2. Yarı hem Liverpool hem Smicer hem de tüm futbol seyircileri için unutulmazdı. İlk yarıdaki tüm olumsuzluklara rağmen Liverpool fırtına gibi başlıyor. 54 de Riise kesiyor, kaptan kafayı vuruyor top ağlara gidiyor 3-1... 2 dakika sonra belki de futbol tarihinin en dramatik en buruk gollerinden birisi geliyor. Hamann dan aldığı topu önce kontrol eden, Vladimir yerden sert vuruyor Dida'nın müdahalesine rağmen 2 dakika da 2. golü bulan Liverpool bir volkan gibi patlıyor. Golden sonra Smicer'in kollarını açıp var gücüyle bağırarak Inzaghi'ye nispet yaparcasına koşması Smicer'in, Liverpool'un bu muhteşem geri dönüşe ne kadar inandığını gösteriyor. Yine 2 dakika sonra Gattuso bir penaltı yapıyor, topun gerisine maestro Xabi Alonso geliyor yerden köşeye vuruyor,Dida kurtarıyor döneni tamamlıyor ve Skor 6 dakika gibi bir sürede 3-3'e geliyor...</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.5times.co/wp-content/uploads/2013/10/article-2328974-02A4DBB30000044D-517_634x387.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.5times.co/wp-content/uploads/2013/10/article-2328974-02A4DBB30000044D-517_634x387.jpg" height="195" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Daha sonra uzatmalara giden maçta başka gol olmuyor ve penaltı atışlarına geçiliyor. İlk penaltıyı Serginho kaçırıyor, Liverpool'dan Hamann golü atıyor. Daha sonra Pirlo da Milan adına penaltıdan yararlanamıyor, Liverpool da ise oyuna 85. dakika da giren Cisse penaltıyı atıyor durum 2-0 oluyor. 3. Penaltıyı Tomasson affetmiyor, Liverpool da ise Riise golü bulamıyor skor 2-1.Milan da Kaka penaltıyı atıyor skor bir anda 2-2 oluyor. Liverpool adına en kritik penaltıda topun gerisine gelen isim ise; Smicer ! Sezon sonunda takımda olmayacağı kesin olan, maçtan yaklaşık 1 hafta önce yöneticiler tarafından kadroda düşünülmediği açıklanan Smicer Liverpool'un tarihini yazmak için topun gerisine geliyor! Ve görevini layıkıyla yerine getiriyor 3-2. Milan'ın son penaltısını 2 sezon önce Juventus karşısında yine son penaltıyı atan Shevchenko kullanıyor lakin bu kez golü yapamıyor ve Liverpool tarihin en büyük zaferlerinden birisine İstanbul da Olimpiyat stadında 70.000 kişinin canlı şahitliği huzurunda imza atıyor.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.uefa.com/MultimediaFiles/Photo/competitions/UEFACup/91/89/56/918956_w2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.uefa.com/MultimediaFiles/Photo/competitions/UEFACup/91/89/56/918956_w2.jpg" height="180" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sezon sonu Smicer kendisine söylendiği gibi takımdan ayrılıyor ve Fransız ekibi Bordeaux'un yolunu tutuyor orda 2 sezon oynadıktan sonra futbola başladığı Slavia Prag'a geri dönüp futbol hayatını noktalıyor. Bir röportajında hayatındaki en ilginç anıyı 2005 Finali olarak nitelendiriyor (Tahmin edebileceğiniz gibi) lakin hiç bilmediğiniz bu açıdan, şimdi kendinizi Smicer yerine koyup bir düşünün siz olsanız ne yapardınız?</span>oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-61608792609667774762014-01-07T03:39:00.001-08:002014-01-07T03:39:30.719-08:00Andrea Pirlo; Modern Zamanların Klasik Sanatçısı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/5/50/Andrea_Pirlo_Juventus.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/5/50/Andrea_Pirlo_Juventus.jpg" height="320" width="244" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
19 Mayıs 1979 da İtalya'nın küçük Flero kasabasında doğan çocuğun bugün tüm dünyayı hayran bırakacak bir sanatçı olması pek şaşırtıcı değil. Çünkü daha nice cevherleri barından bu Akdeniz ülkesinin mazisinde bir çok başka büyük sanatçı mevcut...</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Lakin Andrea'yı bunlardan ayıran olgu icra ettiği sanattı. 1970lerde İtalyanların uyguladığı katı ve zevksiz "catenaccio" dan sonra 1980lerde başlayıp Hollandalılar ve Latin Amerikalılarla beraber gelişen İtalyan futbolcularla ortaya çıkan muhteşem jenerasyonun son temsilcilerinden Andrea Pirlo... Futbola Brescia da başladı, 1995-1998 arası burada oynadıktan sonra dönemin güçlü ekiplerinden İnter'e transfer oldu. İnter'de beklenen patlamayı yapamayınca önce Reggina'ya sonra da kariyerini değiştirecek yuvası Brescia'ya kiralandı. 2000-2001 senesinde kendinden önceki büyük sanatçılardan Baggio'lu Brescia ile muhteşem bir performans sergiledi. Fakat bu Inter için yeterli olmadı ve Milano'nun diğer yakasında kırmızı siyahlı forma Pirlo'yu bekliyordu. Milan'ın Hollandalılardan sonra hakaladığı o muhteşem dönemin "ressamı" oldu Pirlo... 10 sene giydiği kırmızı siyahlı formayla 1 İtalya kupası 2 Şampiyonlar Ligi 2 Süper Kupa 2 Serie A ve daha bir çok kupa kazandı. 2006 yılında mimarlığını üstlendiği İtalya milli takımıyla bir de Dünya Kupası madalyasını koleksiyonuna ekledi.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.pro-paul.net/baggio/pics/web/brescia/02/68.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.pro-paul.net/baggio/pics/web/brescia/02/68.jpg" height="213" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
2011 yılına geldiğimizde Milan'ın sözde gençleştirme politikasına kurban giden Pirlo'nun sözleşmesi yenilenmedi. Böylesine büyük bir yeteneği bonservissiz almayı kaçırmayan İtalya'nın yaşlı hanımefendisi Juventus Pirlo'ya imza attırdı ve 2 senelik şampiyonluğun temelini attı. Pirlo'yu orta sahanın merkezine beyin olarak yerleştiren Conte Juve'nin yeni altın çağının temellerini atmıştı.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=5693941229152096730" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a><a href="http://e2.365dm.com/13/01/660x350/Pirlo_2885727.jpg?20130113224044" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://e2.365dm.com/13/01/660x350/Pirlo_2885727.jpg?20130113224044" height="169" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Andrea Pirlo'nun saha dışındaki işi ise hiç şaşırtıcı olmayacak şekilde ressamlık ! Sahayı adeta bir resim tuali gibi görüp yaptığı eserler ressamlıktan gelen bir yetenek olsa gerek... </div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://juventiknows.com/wp-content/uploads/2012/10/Pirlo-majestic-beard_training_FEATURED.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://juventiknows.com/wp-content/uploads/2012/10/Pirlo-majestic-beard_training_FEATURED.jpg" height="160" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-29887668422850558152014-01-04T11:45:00.005-08:002014-01-07T03:22:42.332-08:00Uğur Boral ve Fenerbahçe'nin Sol Kanadı<br style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;" />
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<a href="http://www.vegol.net/wp-content/uploads/2011/01/u%C4%9Fur-boral.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; color: #2b256f; display: inline; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="http://www.vegol.net/wp-content/uploads/2011/01/u%C4%9Fur-boral.jpg" height="224" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">2000 li yıllarda sol bek de "Sarı Apo" lakaplı Abdullah Ercan'ın yer aldığını görüyoruz. Apo'nun muazzam grafiği 2003 yılına kadar sürüyor 2003 de Apo İstanbulspor'a gidince ak koyun kara koyun belli oluyor Fenerbahçe 2003-2004 sezonuna kadrosunda Ivalyo Petkov dışında herhangi bir sol bek oyuncusuyla çıkmıyor. İstanbulspor'dan gelen Bulgar Petkov un Fenerbahçe kalitesinde olmadığı anlaşılınca Ogün'den kaptanlığı alan Ümit Özat abimiz stoper den sol beke kaydırılıyor ve bu Fenerbahçe ve Dünya futbolu için bir milad(soldan gidip kayarak orta açmanın moda olduğu zamanlar) 2003-2007 yılları arası takımın sol beki vazgeçilmez bir şekilde Ümit Özat oluyor. Peki Sol Açık ? bir dönem Tuncay'ın santrafordan sol açığa çekilmesi ondan sonra sırf orası için Brezilya dan Fabiano alınıyor 3 maç oynamadan geri yollanıyor. Mahmut Hanefiler felan bir sürü adam var ama sol açıkta bir istikrar yok.2006-2007 yani 100. yılda takıma Gençlerbirliğinden bir Cengaver katılıyor adı Uğur soyadı Boral takımın sol kanadına bi anda "cuk" oturan uğur boral 100. yılı bazen Ümit abisinin yerine Sol Bek bazen de Ümit abisinin önünde Sol açıkta toplam 35 maçla kapatıyor(takıma yedek olarak alınan bir oyuncu için çok iyi bir istatistik) 2007-2008 yılında takımda kopmalar yaşanıyor Tuncay ve Ümit Özat'ın ayrılması takıma ROBERTO CARLOS gibi dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sol beki ve Vederson gibi asıl yeri sol bek olan bir devşirmenin gelmesi takımın kimyasını değiştiriyor ve Uğur Boral fırtınası yeni yeni başlıyor.</span></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www3.pictures.gi.zimbio.com/Emmanuel+Eboue+Ugur+Boral+Fenerbahce+v+Arsenal+OzraLQkY3P9l.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www3.pictures.gi.zimbio.com/Emmanuel+Eboue+Ugur+Boral+Fenerbahce+v+Arsenal+OzraLQkY3P9l.jpg" height="230" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;" />
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">2008 ve 2008 sonrası dönemi ele alırsak;</span><br />
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">2007-2008 sezonu Uğur Boral ve Fenerbahçe için altın sezondur Şampiyonlar Ligi ve Lig de hemen hemen her maç düzenli ilk 11 de oynıyan Uğur(Yazının başında bahsettiğim gibi Fenerbahçe sol açıkları her zaman istikrarsız olmuştur Baliç-Rapaiç-Lazetic bile 22 küsür maçlarla sezon kapatmıştır) Şampiyonlar Ligini alt üst eden bir performansa imza atmıştır hepimiz 2008 deki Sevilla maçlarını hatırlar şu an Barcelona'nın sağ beki ki belki de Dünya'nın en iyi sağ beki, Daniel Alves'e yaptıkları ortada, herkesin yeni yetme Capel'e yoğunlaştığı maçlarda Sol kanadı hallaç pamuğu gibi seren Uğur Deivid ile beraber tartışmasız Sevilla maçlarının fatihidir. Zico' nun gidişinin ardından takıma gelen Aragones Sol açıktaki tercihini Uğur Boral'dan yana kullanmış Uğur yine toplamda 44 maça çıkmıştır ve o sene en çok oynayan oyuncu UĞUR BORAL'DIR!</span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/--DUlTIzEbVw/Tw3BxJgOOuI/AAAAAAAAEd8/U-EWvc2uTDg/s400/fb-sevilla.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/--DUlTIzEbVw/Tw3BxJgOOuI/AAAAAAAAEd8/U-EWvc2uTDg/s320/fb-sevilla.jpg" height="267" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;" />
<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=5693941229152096730" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">2.Daum dönemi ise Uğur için çok iyi başladı Sol kanada Andre Santos'un transferi onu pek etkilemedi. Sivasspor maçında attığı 2 gol ve yaptığı 1 asist var ki onun kalitesini ortaya koymaya yeterli olacaktır, merak edenler araştırıp attığı golleri izleyebilir. O maçtan 2 hafta sonra oynadığı Manisaspor maçında diz bağlarının kopması ve sezonu kapatması Fenerbahçe için çok büyük bir kayıptı. O maçtan sonra Andre Santos-Vederson ikilisinin bir türlü uyum sağlıyamaması Fenerbahçe nin sürekli o kanattan açık vermesi çok büyük eleştiriler almış o kanat bir daha istikrar sağlıyamamıştır.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">Aykut Kocaman'ın teknik direktörlüğünde Uğur ligde hiç maça çıkmamış Kupa da 1 maça çıkmış ve koca sezonu öyle kapatmıştır 2010-2011 sezonu Fenerbahçe şampiyon olsa da sol bek te Andre Santos sol açıkta Özer-Stoch-Dia asla Uğur kadar aktif olamamış ve Sol kanatda istikrardan bahsetmek olanaksız olmuştur.</span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://img.footballove.com/2010/02/610x11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://img.footballove.com/2010/02/610x11.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;" />
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">Evet, hal böyle olunca hala futursuzca Uğur Boral'ı eleştirmek akla ve mantığa ne kadar uygundur tartışılr. Oynadığı dönemlerde en az 35 maça çıkan Uğur Boral'ın istikrar abidesi performansı hiç olmamış gibi gösterilmesi tamamen saçmalıktır...</span>oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-33006655658475731692014-01-02T10:45:00.002-08:002014-01-07T02:10:02.756-08:00Fernando Carlos Neri Redondo<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<a href="http://www.defensacentral.com/userfiles/redondo_tenerife.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; color: #2b256f; display: inline; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="http://www.defensacentral.com/userfiles/redondo_tenerife.jpg" height="320" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="295" /></a></div>
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<br /></div>
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">6 Haziran 1969 da Arjantin de dünyaya merhaba diyen Yakışıklı Prens Redondo, futbola Argentinos Juniors da başladı burada 5 yıl forma giydikten sonra tüm Avrupa'nın dikkatini çekti ve 1990 yılında İspanya macerasının başlangıcı olan Tenerife'ye transfer oldu. Tenerife de 4 sezon da harika işler yaparak, bütün büyük takımların ilgi odağı oldu, tercihini RÜYALARININ TAKIMI REAL MADRID den yana kullanana Redondo rüya gibi bir 6 sezona merhaba diyordu.</span><br />
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxMIg2co9o4YvjKV2o-ylStyS4V2lYRlIWnIqXmzALfuiXS1mjFs3NS4sQr4T2Q9rbsqvFGqBB5q08j3fmniJbxWT_EXhQFSQTb98HmzctkmA9jIVKXaGDUVIJOqakIQ2hL9VybSsUn6M/s400/fernando-redondo+34234.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; background-color: white; color: #2b256f; display: inline; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-align: center; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxMIg2co9o4YvjKV2o-ylStyS4V2lYRlIWnIqXmzALfuiXS1mjFs3NS4sQr4T2Q9rbsqvFGqBB5q08j3fmniJbxWT_EXhQFSQTb98HmzctkmA9jIVKXaGDUVIJOqakIQ2hL9VybSsUn6M/s320/fernando-redondo+34234.jpg" height="320" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="212" /></a><br />
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">Real Madrid ile çıktığı ilk sezon olan 1994-1995 sezonunda şampiyonluğa ulaşan Redondo takımın önemli parçalarından birisi haline geliyordu, özellikle orta saha konusunda diğer oyunculardan çok farklıydı; Top Sürmesi, pas dağıtımı, sorumluluk alışı ile çok büyük bir etki yarattı. Real Madrid ertesi sezon şampiyonluğu ezeli rakibi Atletico Madrid(ki bu Atletico Madrid'in son şampiyonluğudur) şampiyon olurken Real Madrid çok vasat bir sezon geçirerek sezonu Real Sociedad'ın önünde 6. sırada tamamlıyordu. Bu sezon diğer tüm oyuncular gibi Prensimiz da istenilen performansın yanından dahi geçemiyordu.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://thecruyffturn.files.wordpress.com/2011/02/redondo2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://thecruyffturn.files.wordpress.com/2011/02/redondo2.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<br /></div>
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">96-97 sezonu Real Madrid ve Redondo için dönüm noktasının başlangıcı gibi gözüküyordu 92 puanla gelen şampiyonluk Redondo'nun harika performansı adeta seneye gelecek olan ve 32 senelik hasreti dindirecek olan ŞAMPİYONLAR LİGİ ŞAMPİYON'luğunun habercisiydi.1997-1998 sezonunda Real Madrid ve Redondo her ne kadar Şampiyonlar Liginde harikalar yaratsa da ligde işler yolunda gitmiyordu Real Madrid sezon sonu ligi 4. sırada tamamlıyordu.1998 yılındaki dünya kupasına takımının yanında katılamadığı için son derece üzgün olduğunu her fırsatta dile getiren Redondo kariyerindeki en üzücü olaylardan biri olarak nitelendirmiştir.</span><br />
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><br />
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">1998-1999 sezonunda Redondo takımdaki ağır abilerden birisi olmuş Sanchis-Hierro nun yokluğunda kaptan olarak maçlara çıkmaya başlamıştı, 1998-1999 sezonu Real Madrid için kötü geçse de Redondo iyiden iyiye kendinisi ispat ediyordu 98-99 sezonunda Real Madrid son şampiyon olarak katıldığı Şampiyonlar Ligine dönemin en "taş" kadrosuna sahip olan Dinamo Kiev'e elenerek evine dönüyor ligde ise Barcelona'nın 11 puan ardından 2. sırada tamamlıyordu.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://real.theoffside.com/files/2010/11/redondo.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://real.theoffside.com/files/2010/11/redondo.jpg" height="320" width="197" /></a></div>
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><br />
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">Ve geldik Redondo'nun Real Madrid de geçirdiği son ve en iyi sezona bu sezona geçmeden şunu belirteyim Real Madrid bu sezon başında rekor bir ücretle Anelka'yı kadrosuna katmış, ve beklentileri en yüksek seviyede tutmuş teknik direktör olarak takımın başına Galli J.B.Toshack'ı getirmiştir. Her neyse bu sezon Real Madrid ligde yine umduğunu bulamamış ve 5. olmuştur fakat öyle bir Şampiyonlar Ligi macerası var ki bu sezon hem Real Madrid hem de Redondo'nun filmlere konu olabilecek destansı bir macera, E grubunda; Porto,Olimpiakos ve Molde ile eşleşen Real Madrid 13 puanla grup lideri olarak 2.gruplara kaldı, 2. Gruplarda iki eski düşman Bayern Münih ve Dinamo Kiev'in yanı sıra Rosenborg ile eşleşti bu grupta 2 şok Bayern Münih malubiyeti alan Real Madrid(4-2 ve 4-1) Bayern Münih'in ardından 2. olarak Çeyrek finallere kalmayı başardı Çeyrek Finalde Manchester United ile eşleşen Real Madrid Santiago Barnebau da 0-0 lık beraberlikle ayrıldı ve Old Trafforda avantajlı sayılabilecek bir skorla gitti işte ne olduysa o maçta oldu Maça KAPTAN olarak çıkan Redondo, Maçın 50. dakikasında öyle bir hareket yaptı ki futbolla uzaktan yakından ilgisi olmayan herkes Berg'e attığı o çalımı bilir sağ kanattan Berg'in bacak arasından geçerek ceza sahasına inişi ve Raul'e yaptığı asist Real Madrid'e turu getirdi. Yarı Finalde eski düşman Bayern Münih ile karşılaşan Redondo'lu Real Madrid Santiago Bernabeu'daki maçı 2-0 kazandı, Münihdeki mücadeleden 2-1 mağlup ayrılsada Finale yükselen takım oldu. Final maçında bir başka İspanyol takımı Valencia ile (Real Madrid'in şampiyonlar ligi ve ondan önceki isimlerle olan turnuvada finalde karşılaştığı tek ispanyol takımıdır) karşı karşıya geldiler Stade de France da rakibine adeta futbol dersi veren Los Blancos(Henüz Los galacticos olmadı) sahadan 3-0 gibi bir skorla galip ayrılıyordu.</span><br />
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<a href="http://www.defensacentral.com/userfiles/redondo_octava.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; color: #2b256f; display: inline; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="http://www.defensacentral.com/userfiles/redondo_octava.jpg" height="255" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="320" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;"><br /></span>
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhj-fWSKrNbi3LRSkXlzl39dZOtX3-XwUlxCNSBXk2ml4paua6eZyptBpbJts3pgMoJV5X-x4obAkB3Gv9W_6gZH7XvkoJB7zxjk4TjmUDlIkkCJ149m7KIWUlbQFkhKZ-bJ8efwTd-nDWO/s1600/milan-fernando-redondo.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; color: #2b256f; display: inline; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhj-fWSKrNbi3LRSkXlzl39dZOtX3-XwUlxCNSBXk2ml4paua6eZyptBpbJts3pgMoJV5X-x4obAkB3Gv9W_6gZH7XvkoJB7zxjk4TjmUDlIkkCJ149m7KIWUlbQFkhKZ-bJ8efwTd-nDWO/s320/milan-fernando-redondo.jpg" height="320" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="225" /></a></div>
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<br /></div>
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">2000 yılından sonra Redondo şok bir kararla Milan'a gitmek istediğini açıkladı ve AC Milan ile 4 yıllık bir sözleşmeye imza attı fakat burada sakatlığından dolayı 4 sezonda sadece 16 maça çıkabildi ama burada öyle bir olay var ki tüm futbol dünyasında eşi benzeri görülmeyecek bir olay Milan'a gittikten sonra dizinden çok ciddi bir şekilde sakatlanan Redondo yaptığı açıklamayla ben buraya oynamaya geldim ve oynamadığım hiç bir günün parasını alacak değilim dedi, ve benim gönlümde olan tahtını ebediyete kadar oraya çiviledi. Futbola 2004 yılında 34 yaşındayken veda eden Redondo arkasında muhteşem bir kariyer ve harika bir futbol şöleni bırakıyordu.</span><br />
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><a href="http://joy2000.galeon.com/Redondo.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; background-color: white; color: #2b256f; display: inline; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-align: center; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="http://joy2000.galeon.com/Redondo.jpg" height="320" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="195" /></a><br />
<div class="separator" style="background-color: white; clear: both; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-align: center;">
<br /></div>
<span style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="color: #09006f; font-family: Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, Helvetica Neue, Helvetica, Arial, sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19px;"> Şimdi Redondo'nun bana ve futbola neler ifade ettiğinden azıcık bahsedicem başında da belirttiğim gibi keyfi bi yazı azıcık yorum yapmanın sakıncası yok... Redondo tüm dünya futbolunda ÖN LİBERO kavramının değişmesine yol açmış mucizevi bir oyuncudur, günümüzde ve onun oynadığı dönemlerde bir ön liberodan beklenen tek şey top kazanıp en yakın arkadaşına vermesiydi ama bizim Prensimiz öyle değildi topla adeta dansederdi Latin olmasının hakkını veriyordu adeta, top kapması çok iyiydi çalımları olağanüstü pasları şiirgibiydi her açıdan nerden bakarsanız bakın kusursuzdu onun gibisi gelmedi ve geleceğini zannetmiyorum, orta sahanın her tarafında oynar her yerine kabiliyeti vardı, açıkların yapamayacağı ortalar açar, 10 numaraların düşünemeyeceği paslar atardı,bunların yanı sıra çok büyük bir profesyonel ve liderdi, futbolu asla ama asla çıkarları uğruna kirletmemiştir, bunun en güzel örneği de Milan dan almadığı o yüksek meblağdır, dünyada bunun eşi ve benzerini görmek pek mümkün değil hele bu kadar kapitalistleşen futbolda REDONDOLARA DUYULAN İHTİYAÇ HER GÜN BİRAZ DAHA ARTMAKTA... </span></span></span><br />
<span class="Apple-tab-span" style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify; white-space: pre;"> </span><a href="http://www.diariosdefutbol.com/images/2007/06/redondo56.jpg" imageanchor="1" style="-webkit-transition: color 0.3s; background-color: white; color: #2b256f; display: inline; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; margin-bottom: 0px !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px !important; outline: none; text-align: center; text-decoration: none; transition: color 0.3s;"><img border="0" class="" src="http://www.diariosdefutbol.com/images/2007/06/redondo56.jpg" height="320" style="-webkit-border-image: url(data:image/png; border-image-repeat: stretch; border-image-slice: 9; border-image-source: url(data:image/png; border-image-width: 9px; border: 9px none; box-sizing: border-box; display: inline-block; height: auto; margin: 10px auto; max-width: 100%; padding: 8px; position: relative;" width="252" /></a>oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-24719765077775023432014-01-02T10:38:00.002-08:002014-01-02T10:38:26.702-08:00RAUL !<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://elviajeroonirico.files.wordpress.com/2010/07/raul_silencio.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://elviajeroonirico.files.wordpress.com/2010/07/raul_silencio.jpg" width="273" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">Küçüğüm ufacığım 6 yaşında varım yoğum 98 dünya kupasının ardından bende başlayan futbol sevdası yüzünden maç izliyorum Nou Camp da B</span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">arcelona-Real Madrid maçı ne maç ama Barcelona 2-1 yeniyor yan koltukta maçı izleyen babam yarı uyuyor yarı uyanık ben cingöz recai gibi </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">maça bakıyorum umutlarım yıkılmıyor ama eğer uzanıp izlesem uyuyacağım beynimin köşesinden gitmez bu anı, mavi çizgili pijamamın yakasını </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">kemiriyorum, ataklarımız gelişiyor, tabi ben o zaman atak ne onu bile bilmiyorum derken birden bir pas falan bir şeyler oluyor televizyonun yayını </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">da pek iyi değil zaten top gol oluyor. 2-2 oluyor kameralar (O zamana kadar adını fifa 98 den gördüğüm) Raul'e yöneliyo o da ne RAUL HEMŞİRE </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">HAREKETİ yapıyor! Ben çok gülmüştüm o harekete, derken nası bağırdıysam içeriden annem uyandı televizyonu kapattı, babam yatmaya gitti beni de doğru yatağa yolladı ama uyumak mümkün mü ? bütün gece düşün acaba yendik mi ulan nasıl bişeydi 6 yaşında real madridi </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">düşünmek yat uyu be çocuk deli gibi uykun var zaten yok uyku muyku yok, neyse sonra direnememiş uyumuştum ama ne ara uyudum uyandım </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;">hiç bilemedim, sabah kalktım(5 yaşında okumayı sökmüştüm ayıptır söylemesi) annem her zaman ki gibi haberleri dinliyordu. yarım yamalak uykulu şekilde; "bişim maş noldu hani dün kapattığın maş" dedim 2-2 bitmiş dedi, yeni kalktığımdan olsa gerek jeton düşmedi yenildik mi yani diye sordum, yok dedi berabere bitmiş işte 2-2, sonra sevindim yenilmemiştik, ve Raul bütün katalunyanın önünde(o zaman katalunya falan bilmiyorum tabi) "hemşire işareti" yapmıştı, bu olay işte benim dini inancımın RAUL GONZALEZ olarak değişmesinin başlangıç noktasıydı...</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.dw.de/image/0,,15894421_303,00.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="http://www.dw.de/image/0,,15894421_303,00.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">Evet, benim hayran olduğum RAUL GONZALEZ neredesin şimdi ? Hangi cehennem de ne halt ediyorsun be adam sen ? KOSKOCA RAULSUN </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">HEMŞİRE İŞARETİ YAPAN RAUL ne işin var Katarlarda ? Yakışıyor mu sana be adam Schalke'ye gittiğin gün hüngür hüngür ağlattın beni, nasıl </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">olur dedim RAUL MADRID di ama gitmişti RAUL MADRID, MADRID den gitmişti olacak iş miydi ? İmkansızd,ı imkansızın da ötesi, ama olmuştu </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">be RAUL gitmişti... Neyse dedim Raulsün sen vardır bi bildiğin sonuçta din dogmatik bir olgudur. sorgulamak olmaz, çoğu maçını da izledim S</span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">chalke de gerek İnternetten gerek TRT'den gerekse Arap kanallarından müthiş oynadın Schalke de hala neler yapabileceğini gösterdin taşıdın </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">takımı önce şampiyonlar ligi yarı finaline, sonra Almanya kupasına... Harikalar yaratıyordun, sonra harika bi sezonun daha ardından gideceğim </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">dedin, yine Avrupa diye ümit ettim ama KATAR dedin be adam KATAR NE ?! RAUL ismi bütün Katar'dan daha saygın be ! İşte o gün dinden </span><span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;">çıktım ben sorguladım seni hala sorguluyorum ne işin var orda RAUL ne işin var ?!</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://headbandsandheartbreak.files.wordpress.com/2012/05/r21.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://headbandsandheartbreak.files.wordpress.com/2012/05/r21.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;"><br /></span></div>
oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-24941529431990811872013-12-21T05:34:00.003-08:002014-01-02T10:39:06.248-08:00Büyük Kaptan !<br style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;" />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.corazonblanco.com/media/galeria/44/0/3/7/1/n_real_madrid_la_historia_del_real_madrid-4901730.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://www.corazonblanco.com/media/galeria/44/0/3/7/1/n_real_madrid_la_historia_del_real_madrid-4901730.jpg" width="212" /></a></div>
<span style="color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;"><br /></span></div>
<br style="background-color: white; color: #09006f; font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px; text-align: justify;" />
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="color: #09006f; font-family: Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, Helvetica Neue, Helvetica, Arial, sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19px;">Ey! Büyük Kaptan Hierro, sol yanımın sızısı gözümdeki yaş tomurcuğu seni çok özledim... O rüyalarıma giren kadronun kaptanıydın sen şu an bu yazıyı yazarken emektar notepadimde gözlerimde yaşlar tomurcuklanıyor yine ulan ne gudubet adammışsın gittin gideli alamıyoruz şampiyonlar ligini aslında alamamamızın sebebi de senin gibi bi adam bulamamamız değil mi zaten ? Ey Hierro, Hiç tanımadığım abim eğer seninle tanışabilseydim muhtemelen git şu camdan atla dediğinde atlardım öyle bi karizman vardı be kaptan, senin gittiğin günü hatırlarım ufacık çocuğum dediler Hierro katara gitmiş lan dedim nasıl olur kaptan o gidemez olmaz öyle şey başka bi Hierro dur kardeşi falan, ama ne karadeşindi ne de başka Hierro giden sendin kaptan seni başka takım formasıyla gördüğüm an dedim yer yarılsa da içine girsem görmesem şu anı bir diğerini de Raul de yaşadım ona da sıra gelecek gibi bu gün baya bi duygu boşalması yazıyorum içimden geçenleri de şu emektar notepad e döküyorum, Ey Hierro sen benim tanıdığım ilk Penaltı atan stoperdin, gol kralı olacak adamlara prim yaptırmak için penaltıları bırakmazdın takımın penaltıcısı olduğun için atardın penaltıyı çok büyük adamdın vesselam çok özledim seni tıpkı diğerleri gibi kalmadı be kaptan senin gibileri gitti hepsi birer birer Del Piero bile gitti inanır mısın DEL PIERO bile gitti, yaşlandık be bunu hissediyorum saç telimden ayak tırnağıma kadar her giden büyük topçuda ve her gelen yeni ergen de bunu hissediyorum, ah Hierro ah keşke seni biraz daha izleyebilseydim hoş ben izledim izleyeceğim kadar yeni nesil adını bile bilmiyor zaten o yüzden ergenlere apaçilere medya şişirmesi balon adamlara tapıyorlar seni bizi hepimizi o dönemi bi bilselerdi bakmazlardı onların yüzüne zannetmiyorum... Ey! Büyük kaptan sen bir nesle kaptanlığı ve adamlığı öğrettin. Senin sayende bir nesil kaptan olmayı öğretti ve şimdi yoksun futbol da ve senin yokluğunda Real Madrid eskisi gibi değil hatta futbol eskisi gibi değil... </span></span></span></div>
oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-8186054225869253482013-12-21T05:27:00.003-08:002013-12-24T03:34:59.481-08:00Yaş 35 yolun yarısı mı?<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.online-news.it/wp-content/uploads/2011/05/Hamsik-e-Gattuso.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="244" src="http://www.online-news.it/wp-content/uploads/2011/05/Hamsik-e-Gattuso.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<b><br /></b>
<br />
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<h3>
<b>Cahit Sıtkı'nın bu meşhur şiirini bilmeyen yoktur, "yaş 35 yolun yarısı eder Dante gibi ortasındayız ömrün" Fakat, bugün öyle bi adamın doğum günü ki değil 35 yolun yarısı 50 olsa şüphe ederim. Evet Gennaro Ivan Gattuso'dan bahsediyorum, çizgi romanlarda Wolverine ne ise futbolda Gattuso odur. Yaşlanmaz, yaralanmaz, ölmez, öldürülemez...</b></h3>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://s.cdn.acunn.com/upload/haber/gattuso400_14805281585003dbc42da4e.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="234" src="http://s.cdn.acunn.com/upload/haber/gattuso400_14805281585003dbc42da4e.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Yazıya giriş yaparken şu konuyla ilgili bi olay anlatıyım size; vakt-i zamanında Milan'ın bi maçında daha maçın başında Gattuso sakatlanır sahaya gelir saha kenarında tedavisi yapılır oyuna girer, maçı 90dk oynar biter sonra kontrol amaçlı doktora gözükür, doktor gördüğüne inanamaz Gattuso'nun maçın başında bağları kopmuştur fakat kasları o kadar güçlü olduğu için 90dk boyunca onu taşıyabilmiştir. Gattuso'yu apar topar ameliyata hazırlarlar diz kapağı kesilip arkadaki bağların tedavi edilmesi gerek olay bu çok basit bi işlem aslında tüm spor hekimleri için, o doktorun belki de kariyerinde bu ameliyatı 1000. yapışı felandır neyse her şey tamam, doktor o kemiği kesecek makinayı Gattuso'nun kemiğine denk getiriyor tam kesicek makina bozuluyor ! Dişliler Gattuso'nun kemiğini kesemiyor ! Ameliyattan sonra açıklama yapan doktorun asistanı; " Bunca yıllık doktorluk kariyerim de böyle bir vaka hiç görmemiştim Gattuso'nun kemikleri normal bi insanın kemiğinden çok daha sert olduğunu söylüyor(bu konu hakkında daha detaylı çok daha güzel bi yazı http://acetobalsamico.blogspot.com/2008/12/gattusonun-kemii.html) Şimdi, Gattuso'yu gattuso yapan bu insanüstü özelliklerinden ziyade saha içinde ki Gattuso'dur. Bana göre Defansif Ön Libero olarak gelmiş geçmiş en iyisidir, atağa pek katılmaz 3 yılda bi gol atar(o gol takımı şampiyon yapabilir) pek iyi paslar veremez hucuma ama oyunun savunma kısmında tam anlamıyla bi idoldür. Saha da basmadık yer bırakmaz hiç bi topa girmekten korkmaz tekmeye kafa sokar tabiri caizse. Çirkef diye nitelendirenler çok oluyor, Gattuso çirkef bi insan değil zaten saha dışında gayet mülayim bi insan ama saha içinde mevkiisi gereği öyle olmak zorunda.<br />
<br />
Kaptan olarak da tüm takıma lafı geçen harika bi adam, zaten öğretmenine bakarsak Rangersdaki Gazza'yı görürüz, Gazza'nın öğrencisinden daha azını beklemekte biraz hata olur bence. Kariyerinin başında İtalya dan uçup İskoçya da bi macera araması ardından kısa süreli bi Salernitana macerası sonra efsane olup 13 sene formasın giyeceği Milan dönemi şimdilerde ise İsviçre de Sion için ter döküyor kaptanlığı da almış takımı taşıyo yine büyük adam! Milan döneminde yaptıklarını anlatmak çok uzun sürer, 2 tane Serie A kazandı üstüne 2 tane Şampiyonlar ligi ve 2 Super kupa yetmedi bi de FIFA Club World Cup'ı cebine koydu. Milli takımda ise o 2006 kadrosun da Pirlo ile beraber takımın bel kemiğiydi yaptıkları ortadaydı o dönem Chelsea gibi parası olan bütün takımlar Gattuso'yu transfer etmek istiyorlardı, ama o gitmeye pek gönüllü değildi Milan'ı çok seviyodu, ne tekim Milan da onu satmayınca bu mutlu birliktelik daha uzun süre devam etmişti. Tabi daha sonra Milan'ın gençleşme projesine kurban giden nicelerinden birisi oldu...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.heraldscotland.com/sites/default/files/imagecache/400xY/15614965.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="http://www.heraldscotland.com/sites/default/files/imagecache/400xY/15614965.JPG" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Gattuso diyince aklıma gelen bi diğer şeyde o dönemin Milan'ın efsane kadrosu 4-3-1-2 yi dünyada en iyi uygulayan takım orta sahada Gattuso-Pirlo-Seedorf önlerinde bir dönem Kaka bir dönem Rui Costa ileri uçta Shevchenko ve Pippo Inzaghi bu takım 2 serie a 2 de şampiyonlar ligi aldı bi şampiyonlar ligi finalini de 3-0 dan kaybetti, Milan için Hollandalılardan sonra ki en büyük dönem budur. Bu sistemin en önemli dişlisi şüphesiz Gattusoydu, çünkü Pirlo veya Seedorf asla onun kadar savunmaya yardım edemezdi Gattuso'nun işi basitti topu kapıp yanındaki Pirlo veya Seedorfa vermek, basit ama aynı zamanda dünya da ki en zor işlerden birisi, tam saha pres yapıp topu kazanmak yeri gelince defansa yeri gelince beklere yardıma gitmek insanüstü bi ciğer lazım çoğu ön liberodan ayıran özellikde bu zaten Gattuso'yu o hırsı o dinamizmi asla yorulmak bilmeyen yapısı. Hiç de yorulmuyo değildi bi maçta çok yorulduğu gözlerinden belli oluyodu peşpeşe maçlar o kadar ağır tempo o kadar koşu biraz dinlenmek istedi 70. dakika civarı klubeye beni değiştirin yaptı, 1 değişiklik hakkı kalan Milan başka bi oyuncuyu değiştirdi Gattuso çıldırdı ! Sarı kartı vardı zaten gidip bilerek sert bir müdahale yapıp 2. sarıdan oyundan atıldı kulübeye bakmadan doğruca soyunma odasına gitti.<br />
<br />
Son dönemlerinde Allegriyle arası bozuktu Allegri'nin özellikle Nesta'yı sevmeyişi Nesta'yı takımda görmek istemeyişi bu hareketin başlangıcı olmuştu, Gattusonun Sion'a gittikten sonra yaptığı ilk açıklamasında; "Milandan Allegri yüzünden ayrıldım, Nesta ve bana gelip sizi takımda görmek istemiyorum size ihtiyacım yok demişti, bi teknik direktör size böyle deyince takımda kalamazsınız yönetim beni ve Nesta'yı tutmak istemişti ama Allegri aynı görüşte değildi, kimseye kırgın değilim Milan benim evim gibi çok güzel günler geçirdim" açıklaması her şeyin özeti gibiydi. Allegri Gattuso'nun boşluğunu doldurmak için Nocerino ve Muntari'yi aldı şimdi sorarım size hangisi bi Gattuso etti ? Milan Orta Sahasının tamamı bi Gattuso kadar mücadele ediyo mu ? Bu soruların cevabını siz değilde Allegrinin vermesi gerekiyor bence...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.iddaalihaber.com/img/haber/gattuso-sion.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="182" src="http://www.iddaalihaber.com/img/haber/gattuso-sion.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<br />
Yazıyı bitirirken bugün doğum günü olan bu güzel adam Gattuso'yu bir kez daha andım, futbolun ve Sicilyanın asi çocuğu, futbola başlamasına dair de güzel bi olay var; Gattuso Milan'a transfer olduktan sonra abisine soruyolar çocukken nasıldı futbola ilgisi varmıydı abisi çok samimi bi şekilde cevap veriyo;"Mafya olmasın diye futbola yönlendirdik biz Gattuso'yu" saha içinde ki Mafya gibiydi ama gattuso o topu almak için yapmayacğı şey denemeyeceği yol yoktu, rakipler korku sarardı, kendini yere atan adamın tepesine gider bağırırdı, çirkefliği sevmezdi saha içinde biri suratına vursa 10dk yerde yatmaz kalkar karşılık verirdi öyle güzel bi adamdı, futbolun en güzel anlarını yaşattı bize, son bi anıyla yazımı noktalıyım, Zamanında Milan'ın bi maçına yorumcu olarak Fatih Terim'i çağırırlar, Gattuso bi pozisyonda yerde kalır spiker; "ooo sanırım ciddi bir şey var" Fatih Terim: "Gattuso mu o, ona bir şey olmaz"...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Saygılarımla Oğuz ERDOĞAN</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.drrossoneri.com/wp-content/uploads/2012/01/gennaro-gattuso.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://www.drrossoneri.com/wp-content/uploads/2012/01/gennaro-gattuso.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5693941229152096730.post-47947287384243493092013-12-17T03:32:00.003-08:002013-12-17T03:38:32.235-08:00Hoşgeldiniz...<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i><a href="http://cdncms.zaman.com.tr/2013/08/23/kolonya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="198" src="http://cdncms.zaman.com.tr/2013/08/23/kolonya.jpg" width="320" /></a></i></div>
<br />
<br />
<br />
<i>Uzun bir süredir yeni bir bloga geçmek aklımdaydı. Bugüne kısmet oldu. Genellikle spor olarak yazdığım yazılara(çok yazdığım yok aslında bu aralar) buradan devam edeceğim. Artık sporun yanı sıra diğer konularada ağırlık vereceğim hepinize tekrar hoşgeldin diyerek en kısa zamanda yazılarıma başlayacağım...</i>oe93http://www.blogger.com/profile/16246692112274188179noreply@blogger.com0