21 Aralık 2013 Cumartesi

Büyük Kaptan !




Ey! Büyük Kaptan Hierro, sol yanımın sızısı gözümdeki yaş tomurcuğu seni çok özledim... O rüyalarıma giren kadronun kaptanıydın sen şu an bu yazıyı yazarken emektar notepadimde gözlerimde yaşlar tomurcuklanıyor yine ulan ne gudubet adammışsın gittin gideli alamıyoruz şampiyonlar ligini aslında alamamamızın sebebi de senin gibi bi adam bulamamamız değil mi zaten ? Ey Hierro, Hiç tanımadığım abim eğer seninle tanışabilseydim muhtemelen git şu camdan atla dediğinde atlardım öyle bi karizman vardı be kaptan, senin gittiğin günü hatırlarım ufacık çocuğum dediler Hierro katara gitmiş lan dedim nasıl olur kaptan o gidemez olmaz öyle şey başka bi Hierro dur kardeşi falan, ama ne karadeşindi ne de başka Hierro giden sendin kaptan seni başka takım formasıyla gördüğüm an dedim yer yarılsa da içine girsem görmesem şu anı bir diğerini de Raul de yaşadım ona da sıra gelecek gibi bu gün baya bi duygu boşalması yazıyorum içimden geçenleri de şu emektar notepad e döküyorum, Ey Hierro sen benim tanıdığım ilk Penaltı atan stoperdin, gol kralı olacak adamlara prim yaptırmak için penaltıları bırakmazdın takımın penaltıcısı olduğun için atardın penaltıyı çok büyük adamdın vesselam çok özledim seni tıpkı diğerleri gibi kalmadı be kaptan senin gibileri gitti hepsi birer birer Del Piero bile gitti inanır mısın DEL PIERO bile gitti, yaşlandık be bunu hissediyorum saç telimden ayak tırnağıma kadar her giden büyük topçuda ve her gelen yeni ergen de bunu hissediyorum, ah Hierro ah keşke seni biraz daha izleyebilseydim hoş ben izledim izleyeceğim kadar yeni nesil adını bile bilmiyor zaten o yüzden ergenlere apaçilere medya şişirmesi balon adamlara tapıyorlar seni bizi hepimizi o dönemi bi bilselerdi bakmazlardı onların yüzüne zannetmiyorum... Ey! Büyük kaptan sen bir nesle kaptanlığı ve adamlığı öğrettin. Senin sayende bir nesil kaptan olmayı öğretti ve şimdi yoksun futbol da ve senin yokluğunda Real Madrid eskisi gibi değil hatta futbol eskisi gibi değil... 

Yaş 35 yolun yarısı mı?






Cahit Sıtkı'nın bu meşhur şiirini bilmeyen yoktur, "yaş 35 yolun yarısı eder Dante gibi ortasındayız ömrün" Fakat, bugün öyle bi adamın doğum günü ki değil 35 yolun yarısı 50 olsa şüphe ederim. Evet Gennaro Ivan Gattuso'dan bahsediyorum, çizgi romanlarda Wolverine ne ise futbolda Gattuso odur. Yaşlanmaz, yaralanmaz, ölmez, öldürülemez...



Yazıya giriş yaparken şu konuyla ilgili bi olay anlatıyım size; vakt-i zamanında Milan'ın bi maçında daha maçın başında Gattuso sakatlanır sahaya gelir saha kenarında tedavisi yapılır oyuna girer, maçı 90dk oynar biter sonra kontrol amaçlı doktora gözükür, doktor gördüğüne inanamaz Gattuso'nun maçın başında bağları kopmuştur fakat kasları o kadar güçlü olduğu için 90dk boyunca onu taşıyabilmiştir. Gattuso'yu apar topar ameliyata hazırlarlar diz kapağı kesilip arkadaki bağların tedavi edilmesi gerek olay bu çok basit bi işlem aslında tüm spor hekimleri için, o doktorun belki de kariyerinde bu ameliyatı 1000. yapışı felandır neyse her şey tamam, doktor o kemiği kesecek makinayı Gattuso'nun kemiğine denk getiriyor tam kesicek makina bozuluyor ! Dişliler Gattuso'nun kemiğini kesemiyor ! Ameliyattan sonra açıklama yapan doktorun asistanı; " Bunca yıllık doktorluk kariyerim de böyle bir vaka hiç görmemiştim Gattuso'nun kemikleri normal bi insanın kemiğinden çok daha sert olduğunu söylüyor(bu konu hakkında daha detaylı çok daha güzel bi yazı http://acetobalsamico.blogspot.com/2008/12/gattusonun-kemii.html) Şimdi, Gattuso'yu gattuso yapan bu insanüstü özelliklerinden ziyade saha içinde ki Gattuso'dur. Bana göre Defansif Ön Libero olarak gelmiş geçmiş en iyisidir, atağa pek katılmaz 3 yılda bi gol atar(o gol takımı şampiyon yapabilir) pek iyi paslar veremez hucuma ama oyunun savunma kısmında tam anlamıyla bi idoldür. Saha da basmadık yer bırakmaz hiç bi topa girmekten korkmaz tekmeye kafa sokar tabiri caizse. Çirkef diye nitelendirenler çok oluyor, Gattuso çirkef bi insan değil zaten saha dışında gayet mülayim bi insan ama saha içinde mevkiisi gereği öyle olmak zorunda.

Kaptan olarak da tüm takıma lafı geçen harika bi adam, zaten öğretmenine bakarsak Rangersdaki Gazza'yı görürüz, Gazza'nın öğrencisinden daha azını beklemekte biraz hata olur bence. Kariyerinin başında İtalya dan uçup İskoçya da bi macera araması ardından kısa süreli bi Salernitana macerası sonra efsane olup 13 sene formasın giyeceği Milan dönemi şimdilerde ise İsviçre de Sion için ter döküyor kaptanlığı da almış takımı taşıyo yine büyük adam! Milan döneminde yaptıklarını anlatmak çok uzun sürer, 2 tane Serie A kazandı üstüne 2 tane Şampiyonlar ligi ve 2 Super kupa yetmedi bi de FIFA Club World Cup'ı cebine koydu. Milli takımda ise o 2006 kadrosun da Pirlo ile beraber takımın bel kemiğiydi yaptıkları ortadaydı o dönem Chelsea gibi parası olan bütün takımlar Gattuso'yu transfer etmek istiyorlardı, ama o gitmeye pek gönüllü değildi Milan'ı çok seviyodu, ne tekim Milan da onu satmayınca bu mutlu birliktelik daha uzun süre devam etmişti. Tabi daha sonra Milan'ın gençleşme projesine kurban giden nicelerinden birisi oldu...




Gattuso diyince aklıma gelen bi diğer şeyde o dönemin Milan'ın efsane kadrosu 4-3-1-2 yi dünyada en iyi uygulayan takım orta sahada Gattuso-Pirlo-Seedorf önlerinde bir dönem Kaka bir dönem Rui Costa ileri uçta Shevchenko ve Pippo Inzaghi bu takım 2 serie a 2 de şampiyonlar ligi aldı bi şampiyonlar ligi finalini de 3-0 dan kaybetti, Milan için Hollandalılardan sonra ki en büyük dönem budur. Bu sistemin en önemli dişlisi şüphesiz Gattusoydu, çünkü Pirlo veya Seedorf asla onun kadar savunmaya yardım edemezdi Gattuso'nun işi basitti topu kapıp yanındaki Pirlo veya Seedorfa vermek, basit ama aynı zamanda dünya da ki en zor işlerden birisi, tam saha pres yapıp topu kazanmak yeri gelince defansa yeri gelince beklere yardıma gitmek insanüstü bi ciğer lazım  çoğu ön liberodan ayıran özellikde bu zaten Gattuso'yu o hırsı o dinamizmi asla yorulmak bilmeyen yapısı. Hiç de yorulmuyo değildi bi maçta çok yorulduğu gözlerinden belli oluyodu peşpeşe maçlar o kadar ağır tempo o kadar koşu biraz dinlenmek istedi 70. dakika civarı klubeye beni değiştirin yaptı, 1 değişiklik hakkı kalan Milan başka bi oyuncuyu değiştirdi Gattuso çıldırdı ! Sarı kartı vardı zaten gidip bilerek sert bir müdahale yapıp 2. sarıdan oyundan atıldı kulübeye bakmadan doğruca soyunma odasına gitti.

Son dönemlerinde Allegriyle arası bozuktu Allegri'nin özellikle Nesta'yı sevmeyişi Nesta'yı takımda görmek istemeyişi bu hareketin başlangıcı olmuştu, Gattusonun Sion'a gittikten sonra yaptığı ilk açıklamasında; "Milandan Allegri yüzünden ayrıldım, Nesta ve bana gelip sizi takımda görmek istemiyorum size ihtiyacım yok demişti, bi teknik direktör size böyle deyince takımda kalamazsınız yönetim beni ve Nesta'yı tutmak istemişti ama Allegri aynı görüşte değildi, kimseye kırgın değilim Milan benim evim gibi çok güzel günler geçirdim" açıklaması her şeyin özeti gibiydi. Allegri Gattuso'nun boşluğunu doldurmak için Nocerino ve Muntari'yi aldı şimdi sorarım size hangisi bi Gattuso etti ? Milan Orta Sahasının tamamı bi Gattuso kadar mücadele ediyo mu ? Bu soruların cevabını siz değilde Allegrinin vermesi gerekiyor bence...




Yazıyı bitirirken bugün doğum günü olan bu güzel adam Gattuso'yu bir kez daha andım, futbolun ve Sicilyanın asi çocuğu, futbola başlamasına dair de güzel bi olay var; Gattuso Milan'a transfer olduktan sonra abisine soruyolar çocukken nasıldı futbola ilgisi varmıydı abisi çok samimi bi şekilde cevap veriyo;"Mafya olmasın diye futbola yönlendirdik biz Gattuso'yu" saha içinde ki Mafya gibiydi ama gattuso o topu almak için yapmayacğı şey denemeyeceği yol yoktu, rakipler korku sarardı, kendini yere atan adamın tepesine gider bağırırdı, çirkefliği sevmezdi saha içinde biri suratına vursa 10dk yerde yatmaz kalkar karşılık verirdi öyle güzel bi adamdı, futbolun en güzel anlarını yaşattı bize, son bi anıyla yazımı noktalıyım, Zamanında Milan'ın bi maçına yorumcu olarak Fatih Terim'i çağırırlar, Gattuso bi pozisyonda yerde kalır spiker; "ooo sanırım ciddi bir şey var" Fatih Terim: "Gattuso mu o, ona bir şey olmaz"...

Saygılarımla Oğuz ERDOĞAN


17 Aralık 2013 Salı

Hoşgeldiniz...





Uzun bir süredir yeni bir bloga geçmek aklımdaydı. Bugüne kısmet oldu. Genellikle spor olarak yazdığım yazılara(çok yazdığım yok aslında bu aralar) buradan devam edeceğim. Artık sporun yanı sıra diğer konularada ağırlık vereceğim hepinize tekrar hoşgeldin diyerek en kısa zamanda yazılarıma başlayacağım...